Mevlana Mesnevi yazı dizisi 91

 Hasmı, Hazret-i Ali (Kerremallahü Vechehu)'nin yüzüne tükürünce onun elinden kılıcını atması

İbadetteki doğruluğu, samimiyeti Ali (kv)'den öğren. O Allah arslanının gayesi Hak idi.

Savaşta bir yiğide karşı çıkarak arslan gibi hemen kılıcını çekti.

Düşmanı, Hz Ali'nin parlak bir ay gibi olan yüzüne tükürdü.

Tükürük ayın bile önünde baş eğdiği, ay gibi güzel yüzüne geldi.

Ali (kv) düşmanı yenmiş, altına almış iken kılıcını elinden attı.

Bu iş, bu zamansız af ve bu yersiz lütuf o yiğidi hayrete düşürdü.

Dedi ki, ''Beni kılıçla kahretmiş iken öldürmekte niçin ihmal ediyorsun?''

''Sen benimle cenk ederken, şimdi neden kılıcı bıraktın?''

''Kızgınlık ateşin sakinleşti. Parlak yıldırımlarını niçin gizledin?''

''Ey dünyada tek olan yiğit! Ben de ne gördün (de savaşı bıraktın)? Gönlümde canımda bir ışık belirdi.''

''Sana bu alemde ne göründü de, bana candan daha ala bir can, bir ruh bağışladın?''

''Evet, yiğitlikte Allah arslanısın. Fakat mürüvette kim olduğunu kim bilebilir?''

''Tih sahrasındakilere Musa (as)'nın bulutu gibisin. Ki o bulut benzeri olmayan sofralar, ekmekler verirdi.''

Başka bulutlar da halka buğday bahşeder. İnsanların da çalışmasıyla ona lezzet gelir.

Tanrı'nın ihsanı Musa'nın bulutunda tecelli ettiğinden nimetler, pişmiş ve tatlı olarak zahmetsizce gelirdi.

Kerem sofrasında pişmiş yemek yiyenler için o bulutun inayeti, sanki bir bayrak açmıştı.

O sofra kırk yıl Hakk'ın yardımı ile eksiksiz devamlı geldi.

Sonunda o edepsiz güruh tere ve çeşitli sebze istemeye başladı.

Siz, ey Muhammed'in yüce ümmeti! Sizin için o yemek kıyamete kadar bakidir.

''Rabbime misafir olurum'' Ve O ki bana O yedirir, O içirir.

Bu sözü tevilsiz kabul et ki, yiyeceklerin bal ve süt gibi olsun.

Tevil Hakk'ın ihsanını reddetmektir. Hata zannı, doğruyu örter, kapatır.

Hata zannı, aklın zayıflığındandır. Onu doğru sanma. Akl-ı kül kabuktan içe yol bulur.

Sözü bırak da kendini tevil et. Dimağını tashih ile olgunlaştır.

''Ey Ali! Sen hep aklık ve gözden ibaretsin. Ne gördüğünü bir parçaçık göster.''

''Hilim kılıcın canımı parçaladı. İlmin suyu toprağımı tertemiz etti.''

''Bana söyle, bunun sebebi Hak sırlarındandır. Zira kılıçsız iş gören O'dur.''

''Allah aletsiz ve elsiz, ayaksız bir yapıcı; geceye ve sabaha nur bağışlayıcıdır.''

''Aklı O'ndan nice şaraplar içer, fakat bu göz ve kulağın bundan haberi olmaz.''

''Ey ilahi alemlerde yuva yapan şahin! Söyle gözünde şimdi ne göründü?''

''Gayb sırlarını idrak etmiş olan gözlerin huzundakileri şüphesizliğe müstağrak eder.''

''Birisi ayı açıkça görür. Diğerine ise (dünya) karanlıkta örtülmüş, görünmez.''

''Birisi de üç ayı bir yerde görür. Onlar uç kişidir; fakat aynı yerden bakarlar.''

''Her üçünün de gerçi gözleri, kulakları keskin ise de onlar sana bağlıdırlar, benden kaçarlar.''

''Kimi bu gizli sırra kanaat eder, kimi Yusuf'a, kimi de kurda bağlanır.''

''On sekiz bin alemin hali vasfedildi ama, her bakışın bunu görmesi imkansızdır.''

''Ey yüzü kaza ve kader güzelliğine ayna olan Aliyyü'l- Murtaza! Bu sırrı aç.''

''Ya beni sırrına hissedar et veya ben içimdekileri söyliyeyim.''

''Sırrının nuru bana da vurdu; ay gibi nurun, söylemeğe lüzum olmadan açıkça görünüyor.''

''Yuvarlak ay eğer konuşsaydı, gece yürüyenler kolaylıkla yol alırlardı.''

''Hepsi de yanlıştan ve hatadan emin olur; ay da kötü gulyabaniye üstün gelirdi.''

''Ay böyle konuşmaksızın yol gösterirse, bir de söz söyleyebilseydi kat kat daha fazla ışık verirdi.''

''Mademki ilim şehrinin kapısı, hilim semasının güneşisin,''

''Hikmet isteyenlere açıl, kabuğu himmet içine vasıl eyle.''

''Ey rahmet kapısı! Ebediyyen açık kal; Ehad olan Allah dergahına yakın delil ol.''

Gerçi her arzu ve her zerre, Allah'ın sırlarına bir penceredir. Lakin talip için kapalı kapıya yol yoktur.

Kapıcı kapıyı açmadıkça gönüldeki zan ve şüphe yok olmaz.

Bir kapı da açılınca, şüphe içinde olanlar şaşırırlar. Ümit ve tamah kuşu uçar gider.

Birisi bir viranede hazine bulunca artık o, bütün harap yerleri gezer.

Bir Allah erinden bir inci elde edemediysen, diğerinden de maksadın hasıl olmaz.

Şüphe ayağı yıllarca koşsa da, burnunun dibinde dolaşıp durur.

Gayb kokusu burnuna gelmezse onda yalnız burnunun izi vardır. Başka bir şeyin namı bile bulunmaz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyinden geçen düşünceler bize mi ait?

Kendini BİL!