Mevlana Mesnevi II.CİLT-99

 Hz Ömer devride (Allah ondan razı olsun) birisinin hayali hilal zannedip göstermesi

Hz Ömer zamanında bir oruç ayı, ileri gelenlerden birkaç kişi dağa çıktılar.

Ta ki oruç ayının hilalini keşf etsinler. Birisi Faruk'a ''İşte hilal'' dedi.

Ömer, gökte ayı göremeyince dedi ki, ''O ay, senin hayalindendir.''

''Bütün gökler görünürken öyleyse ben niçin parlak hilali görmem?''

''Elini ıslatıp kaşını sıvazla. Ondan sonra hilale tekrar bak!''

Adam kaşını ıslatıp bakınca, ''Ay, görünmez oldu'' dedi.

Ömer de dedi ki, ''Şüphesiz kaşlarından bir kıl, sana yaydan atılan bir oktu.''

''Zira eğri bir kıl yolunu kesti. Sen de -Ayı gördüm- davasına kalktın''

Bir eğri kıl, gökyüzünün perdesi olursa, bütün parçaların eğri olunca, halin gör, nice olur?

Her cüz'ünü doğrulara göre doğrult. Doğruların eşiğini vatan edin.

Gerçi teraziyi terazi düzeltir ama, eksik tartıya da o mani olur.

Eğri gönüllülerle tartıların işi eksik, aklı şaşkın olur.

Yürü, kafirlere karşı çok şiddetli ol. Ağyarın gözüne toprak saç.

Ağyarı kesmede kılıç gibi ol. Tilkiliğini bırak da arslan kesil.

Dostlar, kıskançlıkla senden uzaklaşırlar. Zira dikenler güle düşmandır.

Üzerlik tohumu gibi ağyara ateş ol. Çünkü o aşağılık kurt Yusuf'un düşmanıdır.

İblis sana, ''Babasının canı'' der. Ta ki seni aldatsın. Onun hilesinden sakın.

Baba sözüyle hileler yapan o kara yüzlü, nice şahları mat eder.

Bu karga, satranç içinde çeviktir. Yarı uykulu göz, oyunun mağlubu olur.

O kadar hileler yapar ki, çöp gibi boğazında kalır.

O çöp boğazda nice yıllar kalır. Çöpün ne olduğunu bildin mi? O, makam ve mal sevgisidir.

Mal çöp gibidir, zira o baki değil. O boğazındaysa abıhayatı içmene mani olur.

Senden düşman, malını çalmış olsa bir yol keseni, başka bir yol kesene ulaştırmış olur.


Bir yılancının bir yılancıdan yılan çalması

Bir yılancıdan yine bir yılancı bir yılan çalıp buna aptallığından sevinmekteydi.

Yılancı, yılanın zehirlemesinden kurtuldu. Hırsızı da yılan zehirleyip öldürdü.

İlk yılancı zehirlenip ölen hırsızı görünce, ''O yılan bunu canından etmiş.''

''Onu bulsam da yılanımı alsam diye boyuna dua edip yalvarıyordum.''

''Hakk'a şükrolsun ki o duam reddedildi. Ben ziyan sanmıştım ama faydaymış'' dedi.

Sahibini dertlendirecek nice dualar vardır ki. Cenabıhak, kereminden onları kabul etmez.


İsa Aleyhisselam'a yoldaş olan birisinin ondan kemikleri diriltmesini istemesi

İsa ile bir ahmak yoldaş olmuştu. Bir çukurda eski kemikleri görünce o,

İsa'ya dedi ki, ''Ölüleri dirilten o tertemiz ismi,''

''Bana da öğret. O adı okuyarak kemik sahiplerini dirilteyim.''

İsa dedi ki, ''Sus! Bu senin işin değil. Senin nefesinin, sözünün harcı değil.''

''Öyle bir nefes lazım ki ona tertemiz olsun. Meleklerden daha anlayışlı olsun.''

''Nefesin temizlenmesine, göklerin hazinesine yol bulmaya çok zaman ister.''

''Bu değneği ben senin eline versem senin elinde Musa'nın sırrından bir eser var mı?''

O ahmak, ''Ben bu sıra mazhar olmazsam kemiklere bu sırrın feyzini sen ver'' dedi.

İsa da dedi ki ''Ya Rab! Bu ne sırdır? Bu aptalın gönlündeki istek nedir?''

''Bu hasta kendi vücudunu düşünmüyor. Kendi canının derdinde değil, başka işlerin derdinde.''

''Kendi ölü haline bakmaz da yabancı bir ölüye derman arar.''

Hak buyurdu ki, ''Düşkün düşkünlüğü arar. Diken ekenin karşılığı diken olur.''

Diken tohumu saçanın konağının gül bahçesi olması mümkün değildir.

Eline bir gül alsa o diken kesilir. Bir dosta gitse dost yılan olur.

Günahlardan sakınanın kimyası hilafına şaki, yılan zehirinin kimyasıdır.


Bir sofi hayvanı, bakması için tekke hizmetkarına havale edince hizmetkarın La havle demesi

Bir sofi bir hayli dolaştıktan sonra bir gece bir tekkede misafir oldu.

Hayvanını ahıra bağlayıp, kendi de sofada dostlarını buldu.

Dostlarla murakabeye daldı. Sevgilinin huzurunda başka bir arzu bulunmaz.

Sofi'nin defterinde yazı yoktur. O kar gibi bembeyaz, temiz bir gönüldür.

Alimin azığı, kaleminin eseridir. Sofinin azığıysa ayak izleridir.

Sofi, av peşine düşüp ceylanın ayak izlerini takip eden avcı gibidir.

Önceleri o güzel ceylanın tırnağı rehber olur. Sonra misk kokusu yol gösterir.

Şükrederek bu takibe devam ederse, sevinçle muradına kavuşur.

Misk kokusunu duyarak bir menzil gitmek, yüz menzil izi takip etmekten iyidir.

Mehtabın doğduğu yer olan gönül, arifler için, ''Açılmaz kapılardır.''

Sana duvarsa o, yiğitlere kapı; sana taş ise, kemal sahiplerine pırıl pırıl incidir.

Senin aynada açıkça gördüğünü pir, daha önce kerpiçte seyreder.

Pir onlardır ki bu alem yokken canları kerem deryasına gark olmuştu.

Bu bedene girmeden önce güzel bir ömür buldular. Harmandan önce mahsullerini topladılar.

Tenden, suretten önce canlandılar. Deniz yokken inciler saçtılar.

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyinden geçen düşünceler bize mi ait?

Kendini BİL!