Mevlana Mesnevi yazı dizisi 85

 İnsanın kendi halini ve sarhoşluğunu gizli tutmasının lüzumlu olduğuna dair

İnzivada olan Hakim'in nasihatini dinle: ''Nerede şarap içtiysen orada kal!''

Sarhoş, dışarıya çıkınca vaziyeti kötüleşir. Çocukların maskarası ve oyuncağı olur.

O, her yana düşse kalkar gider. Aptallar da onu kınarlar.

Sarhoşluk halini bilmeyen çocuklar, onun ardına düşüp gülüşürler.

Hak sarhoşundan başka herkes çocuktur. Her biri daha yüz yaşında büluğa ermemiştir.

Allah, ''Dünya için bir oyundur. Oyuna yanılan çocuklar rağbet eder'' dedi.

Oyunu terk etmeyen bil ki çocuktur. Kemali olmayan da gönül sahibi değildir.

Bu dünya şehvetiyle mal yığmak, çocukların cima'ı taklidi gibidir.

Çocukların bu oyununun kuvveti nerede? Rüstem'in ve bir gazinin gücü nerede?

Halkın cengi de çocukların savaşı gibidir. Asılsız ve manasız bir oyundan ibarettir.

Değnekten kılıçlarla dövüşürler. Onlarda haya ve utanç yoktur.

Kimi dişi, kimi erkek sayılan ağaçtan atlara binmişlerdir.

Kendilerine binilmiş, bindiklerini sanırlar. Bilgisizliklerinden mağlubu galip zannederler.

Hele sabret, Hak atlıları azim atıyla gökte görünsünler de gör.

Ruh ve melekler Allah'a yükselince bu yükselişten gökler titrer.

Siz hepiniz çocuklar gibi eteğinize binmişsiniz. Ata binmiş gibi eteğinizin ucu elinizde.

Zan merkebi orada manasız olur. ''Çünkü çoğu, zan ardından gider, fakat zan da Hak'tan ve hakikatden bir şey ifade etmez.

İki zandan galip olanı tercih edilir. Güneş ışıyınca artık ondan şüphe edilmez.

O zaman binilen şey anlaşılıp bineğinin ayağı olduğu malum olur.

Vehmin, fikrin, duygun ve idrakin açıkça çocukların atı gibi bir kamıştır.

Gönül sahiplerinin, ilimleri, taşıyıcı oldu. Ten ehline ise ilimleri yüktür.

İlim, gönüldeyse o sahibine dost olur. Tenin zahirindeyse bir yük olur.

Allah, ''Onlar, kitap taşıyan eşeğe benzer'' dedi. Senden Hak ilmi olmazsa gerisi yüktür.

Vasıtasız ilmin olmazsa o, gelin süsleyen kadının geline sürdüğü boyalar gibi ebedi olmaz.

Hakkıyla yükünü yüklendiysen yükün hayra döner, değerlenir.

Dünya için ilim tahsil etme. Kavga için dövüş talim etme.

İlim atına binince yük kaygısına düşmeksizin yücelere yönelsin.

Hu (Allah) kadehi seni heva ve hevesten kurtarır, ancak sen de O'ndan başka bir o olmasın.

İsmin, sıfatın keyfiyeti hayaldir. Öyle bir hayal ki vuslatın delili olur.

Delalet ettiği bir şey olmayan bir delaleti edici var mıdır? Bir arzu yoktur ki arzu edilmişi olmasın.

Adlandırılmamışın ismi var mı? Bir bak! Nazar sahibi sadece kaf ve lam harfleri (gül yazısı) ne gül demez.

İsmi bildin. İsimlendirilmişi de iste. Yalnız gökte mevcut sanma, haddini bil.

Maksat harf ve isimden geçmekse, kendini kendinden evvel temizle.

Demir gibi gönlünü kinden arıt. Riyazetle tozsuz, passız bir ayna ol.

Vasıfla aynanı temizle. Onda saf varlığını temaşa et ki,

Riyakarların dersi ve kitap olmaksızın peygamberlerin ilmi kalbine açılsın.

Hz Peygamber, ''Benim ümmetimden benim aydın nurumun (aynı yaratılışta) nice alimleri var.''

''Onlar beni o nurla anlar. Benden de o aydınlık bir delil olur'' dedi.

Sahiheyn (Buhari ve Müslim hadis kitapları), hadis ve rivayetler (olmadan) onlar abıhayatı içmişlerdir.

''Kürt olarak yattık, Arap olarak kalktık'' sırrı yeter.

Geceye kadar vefakar bir Kürt iken, sabahleyin Araplar gibi konuştu.

Gizli ilimden bir misal istersen; Çin ve Rum halkına (ait hikayeden) bahset.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyinden geçen düşünceler bize mi ait?

Kendini BİL!