Kayıtlar

2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mevlana Mesnevi II-103

 Allah rahmet eylesin, Şeyh Ahmed-i Hidraveyn'in ilham yoluyla alacaklılarına helva alması Borçlu bir şeyh vardı. Daima borçlanıp halkı doyururdu. O mana sahibi, on bin akçe borçlanıp dünya fakirlerine dağıtmıştı. Borçla bir tekke yapmış, canını da, malını da Hakk yolunda harcamıştı. Cenabıhak, nasıl Halil'e kumu un ettiyse, onun da her taraftan borcunu öderdi. Peygamber der ki, ''Şüphesiz çarşılarda daima iki melek dua eder;'' ''Ya Rab! Sen ihsanda bulunanların malını artır, hasislerinkini de telef et.'' ''-Bilhassa canını bağışlayana, nefsini Hak yolunda kurban edene (ihsanda bulun)-'' İsmail O yüce olan Hakk'a teslim oldu. O keskin bıçak boynunda bir işe yaramadı. Şehitlere dirlik bu yüzdendir. Gafletle sen kalıba pek iltifat etme. Can feda edene karşılık, ölümsüzlük oldu. Can, ölmekle yok olmaz. Nice yıl şeyh bu haldeydi. Boyuna borç alıp sonra da dağıtıyordu. Ecel gününe kadar ihlasla çalışıp böyle tohumlar ekmedeydi. Şey

Mevlana Mesnevi II.Cilt-102

 Padişahın, kaybolan doğanını fakir ve ihtiyar bir kadının evinde bulması Doğanın padişahtan kaçarak un eler gördüğü bir kocakarının evine gelmesini bir şey bildiğinden sanma. Kadın çocukları için tutmaç pişirirken, bu kabiliyetli kuşu görünce, Ayağını bağladı. Kanadını, tırnağını kesti. Yesin diye saman verdi. ''Ehil olmayanlar sana iyi bakmamışlar. Kanatların büyümüş, tırnakların uzamış.'' ''Yazık, ehil olmayanlar seni hasta ederler. Annene gel de sana baksın'' dedi. Cahilin sevgisini de, vefasını da böyle bil, onun gidişi daima eğridir. Padişah bütün gün doğanını aradı. Nihayet kocakarının çadırını gördü. Padişah, doğanı toz toprak içinde kalmış görünce, onun bu haline ağlamaya başladı. Dedi ki, ''Bu senin hatanın cezasıdır. Zira bize vefada doğru olmadın.'' ''Çünkü cennetten cehenneme kaçtın. Cennet ehliyle cehennem ehli hiç bir mi?'' ''Padişahtan kaçıp, kocakarının çadırını yurt edinene bu ceza layıktır.'&

Mevlana Mesnevi II.Cilt-101

 Kevandakilerin sofinin hayvanı hasta sanmaları Sofi, hayvana binip yola koyulunca eşek, her adımda hasta gibi kapaklanmaya başladı. Eşek düştükçe kervandakiler onu kaldırıyor, hepsi onun hasta olduğunu sanıyordu. Kimisi kulağını büktü. Kimisi (yara var mı diye) ağzını araştırdı. Kimisi ''Nalında taş'', kimi ''Gözünde leke var'' dedi. ''Ey şeyh! Bu eşeğe ne oldu? Dün kuvvetli ve çevikti, bugünse zayıf, diyorlardı. Sofi, ''Eşek, geceleyin - La havle- yerse gündüz böyle güzel haller gösterir!'' ''Eşeğin gıdası -La havle- den oldu. Gece tesbih çekince, gündüz de secde etti'' dedi. İnsanların çoğu insan yiyicidir. Onların selamına dikkat et. Gönülleri şeytan evidir. İnsanın şeytanından sakın, o çok hilekardır. Şeytanın ağzından La havleyi dinleyen, o zavallı eşek gibi sersemler. Dünyada şeytana yakın olan kimse, dost yüzlü düşmana inansa, İslam yolunda, Sırat köprüsü üstünde o eşek gibi inler, bitab kalır. Hilekar dost

Mevlana Mesnevi II.Cilt-100

 Cenabıhakk'ın insanları yaratmak hususunda meleklerle görüşmesi Allah, insanları yaratmayı meleklerle müşavere ederken ruhlar kudret denizindeydi. Melekler, zahire bağlanınca nasihata müstehak oldular. Bu nefs-i kül gizlenmeden önce onlar, yaratılacak şeylerde bilgi sahibi idiler. Gökten Önce Zühal yıldızını gördüler. Tane gizliyken ekmek malum oldu. Akılsız, gönülsüz fikir buldular. Askersiz, cenksiz galip geldiler. Fikir, o canlara göre beyan oldu. Yoksa bu görüş açık bir hükümdür. Düşünce geçmişe ve geleceğe ait olur. Dil, mahv olunca vaziyet zor halledilir. Ruh daha üzümden şarabı, yoktan var olanı görür. Onlar her hususiyeti olanı hususiyeti olmadan görmüşler, maden yokken hakiki ile sahteyi anlamışlardır. Üzümler daha yaratılmadan onlar şarap içmişler, sarhoş olmuşlardır. Onlara Temmuz içinde kış, güneş ışığından gölge görünür. Üzümün içinde şarabı, yoklukta varlığı görürler. Onların meclisinde gök bir yudum içer. Güneş, onların lütfuyla bu altın kumaşı giyer. Onlardan iki d

Mevlana Mesnevi II.CİLT-99

 Hz Ömer devride (Allah ondan razı olsun) birisinin hayali hilal zannedip göstermesi Hz Ömer zamanında bir oruç ayı, ileri gelenlerden birkaç kişi dağa çıktılar. Ta ki oruç ayının hilalini keşf etsinler. Birisi Faruk'a ''İşte hilal'' dedi. Ömer, gökte ayı göremeyince dedi ki, ''O ay, senin hayalindendir.'' ''Bütün gökler görünürken öyleyse ben niçin parlak hilali görmem?'' ''Elini ıslatıp kaşını sıvazla. Ondan sonra hilale tekrar bak!'' Adam kaşını ıslatıp bakınca, ''Ay, görünmez oldu'' dedi. Ömer de dedi ki, ''Şüphesiz kaşlarından bir kıl, sana yaydan atılan bir oktu.'' ''Zira eğri bir kıl yolunu kesti. Sen de -Ayı gördüm- davasına kalktın'' Bir eğri kıl, gökyüzünün perdesi olursa, bütün parçaların eğri olunca, halin gör, nice olur? Her cüz'ünü doğrulara göre doğrult. Doğruların eşiğini vatan edin. Gerçi teraziyi terazi düzeltir ama, eksik tartıya da o mani olur. Eğr

Mevlana Mesnevi II.Cilt - 98

 Bu Mesnevi bir müddet gecikti. Kanın süt olması için bir zaman geçmesi gerekir. Baht, bir çocuk doğurmadıkça da kan, tatlı süte dönmez. Hakk'ın ışığı Hüsameddin, gökten dizginini çevirdi. Hakikatler miracına gitmişti. Bahar gelmeyince goncalar canlanmaz. Denizden sahile erişince Mesnevi şiirinin cengi de düzen buldu. Mesnevi, ruhların cilası idi. Ona istiftah günü yeniden dönüldü. Altı yüz altmış iki yılı, uğurlu başlangıç tarihidir. Bülbül olarak gidip, doğan olarak geldi. Bu manaları avlamak için yükseldi. Bu doğanın yeri şahın bileği olsun. Ebediyyen bu kapı halka açık kalsın. Heva ve şehvet bu kapının afetidir. Yoksa şerbeti hadsiz hesabsızdır. Ağzını kapa da, o alemi açıkça seyret. Zira ağız ona gözbağı oldu. Ey ağız! Cehenneme bizzat sen sebepsin. Ey cihan! Sen, berzaha bir rehbersin. Baki nur, aşağılık dünyanın saf sütü, kan ırmaklarının yakınındadır. Orada ihtiyatsızca bir adım atarsan, bu kötü karışma saf sütünü kana çevirir. Adem Aleyhisselam nefis zevkine bir adım attı;

Mevlana Mesnevi yazı dizisi 97

 Emirü'l- Müminin Hz Ali (kv)'nin arkadaşı mağluba: ''Sen yüzüme tükürünce savaştaki ihlasa kabaran nefsimin karışması seni öldürmeye mani oldu'' demesi Müminlerin emiri o şahsa dedi ki; ''Ey yiğit! Bil ki savaşırken?'' ''Sen yüzüme tükürünce nefsimde hadsiz kin peyda oldu.'' ''Birden Hak yolunda savaşma niyetime nefsim de karıştı. Hakk'a ait işlerde ise ortaklık reva değildir.'' ''Sen ki Hakk'ın eseri olarak yaratılmışsın, kendin için öldürmekten men edilmişsin.'' ''Halka cari olan Hakk'ın emridir. İzin olmadan kimse kızamaz.'' Kafir, bu sözü işitince kalbinde öyle bir nur parladı ki zünnar (papas kuşağı, küfür alameti) nı kopardı. Dedi ki, ''Eyvah! Ben bilgisizlikle ne yapmışım? Ben seni başka türlü sanmıştım.'' ''Adalette sen (Tanrı huylu) terazi, belki terazinin doğruluğu gösteren (dili) imişsin.'' ''Meğer bana anamdan babamdan

Mevlana MEsnevi yazı dizisi 96

 Hazret-i PEygamber (sav)'in Mekke-i Mükerreme ve diğer yerleri feth etmek istemesi, dünya mülkünü sevmesinden değil Hakk'ın emri olduğundandır. Çünkü bir hadis-i şeriflerinde ''Dünya cifedir'' buyurmuşlardır Hz Peygamber Mekke'yi fethe çalıştı diye sakın bunu dünya sevgisi arzusundan sanma! Ona Mi'raç'la yedi gök arz edilmişken o, bundan müstağni kaldı. Ruhlar, huriler onu görebilmek için gökleri doldurmuşlardı. Hepsi kendilerini onun için süslemişti. O ise Hak'tan gayri her şeyden gözünü sakınıyordu. Şüphesiz kalbi, Hak ile o derece doluydu ki meleklerle peygamberler ona erişemezdi. ''Karga gözlü değiliz'' gözüyle sürmelenmiş o, Hak'tan gayriye bakmazdı. Bunca göklerin ve akılların hazineleri Rasul'ün gözünde değersizken; Öyleyse Mekke, Şam ve Irak nedir ki onun gönlünde bunların arzusu bulunsun. Onun hakkında kimse bir şüpheye düşmez. Düşerse ancak bilgisiz ve hırs ehli olan düşer... Gözünde sarı renkli cam bulunursa, g

Mevlana Mesnevi yazı dizisi 95

 Hazret-i Adem Aleyhisselam'ın İblis'in sapıklığına şaşması Adem, İblis'i görünce ona hakaretle baktı: Pusudaki kendi itaatinin kibrinden dolayı mel'un şeytanın yaptığını kınadı. Hak'tan, ''Ey Safi (temiz kişi)! Sen gizli sırların vakıfı değilsin'' diye bir ses geldi. ''Eğer Cemal'im Celal'ini gösterirse, onun kahrından dağlar mahvolur.'' ''O zaman yüzlerce Adem'in perdesini yırtıp, yüzlerce iblisi Müslüman eder.'' Adem, ''Ya Rabbi! Tevbe ettim, bir daha böyle küstahça düşüncelerde bulunmam.'' ''Ya Rab! Bu kulunun cür'etini bağışla, ona yardım et. Bütün kullar senin lütfuna muhtaçtır. Gönlümüzü senden başka şeylerin sevgisinden koru. Kötülükleri uzaklaştırıp, bizi sevindir. Canımızı kötü kaderden kurtar. Temiz dostlardan bizi ayırma. Senin ayrılığından daha acı hiçbir şey yoktur. Senin lütfun olmayana eyvahlar.... Malımız, malımızın yolunu kesmekte. Cismimiz dahi canımızın düşman

Mevlana Mesnevi yazı dizisi 94

 Rasul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi Vesellemin Hazret- Ali Kerremallahü Vechehu'nun seyisinin kulağına ''Efendinin ölümü senin elinden olsa gerektir'' diye haber vermesi Ben öyle bir erim ki kendi katilim bile affıma nail olur. Peygamber bir hizmetkarımın kulağına, ''Ey akılsız! Efendini sen öldüreceksin'' dedi. ''Şüphesiz Peygamber vahy ile söyledi. Akıbet beni o öldürecek.'' O bana daima, ''Beni öldür, ta ki benden böyle kötü bir hata sadır olmasın'' demede. Ben de, ''Mademki ölümüme sebep sensin, kul için kadere teslim olmak edeptendir'' demekteyim. ''O ise önümde boyuna yalvarıp kılıcını bedenimde parçala.'' ''Ta ki, akıbetim fena olmasın. Gam ateşiyle ruhum ebediyen yanmasın'' der. Ben, sevinci ve elemi kader kaleminin tertip ettiğini söylerim. ''Sana kızıp düşmanlık etmem. Haşa, ben onu senden bilmiyorum ki...'' ''Sen vasıta oldun ama, yapan O&#

Mevlana Mesnevi yazı dizisi 93

 Müminlerin emiri Hazret-i Ali (Kerremallahu vechehu)'nin o sırada niçin kılıcını elinden attığını söylemesi Hz Ali dedi ki, ''Ben Hak yolunda kılıç çektim, Hakk'ın kuluyum. Beni nefse kul sanma.'' ''Allah'ın arslanıyım ben, arzu ve heves arslanı değil. Allah'ın emrinden başkasına rağbet doğru değildir.'' ''Ben yay ve okum, atan O'dur. Görünüşte kılıç ben isem de kesen yine O'dur.'' ''Onları siz öldürmediniz ve lakin onları Allah öldürdü. Attığın vakit de sen atmadın velakin Allah attı'' ayetiyle bildirilen cenkte ben nakştan renkten ibarettim. ''Pılımı pırtımı yoldan kaldırdım. Allah'tan gayrısı gönlüme görünmez.'' ''Güneşin emrine tabi bir gölgeyim. Onun perdedarıyım, ona perde sanma.'' ''Kavuşma incilerini saçan bir kılıcım. İşim ihya etmektir, ölüm ve öldürmek değil.'' ''Kılıcının cevheri kanla örtülmemiştir. Bulutum rüzgarla sakinleşme

Mevlana Mesnevi yazı dizisi 92

 O düşmanın, ''Bana galip gelmişken neden kılıcını elinden bıraktın, beni öldürmemenin sebebi nedir?'' diye Hazret-i Ali (ra)'ya sorması O yeni Müslüman olan veli, safa kadehi ile mest olarak dedi ki, ''Ey Ali!'' ''Ey müminlerin beyi! Emret de tende can, ana karnındaki çocuk gibi canlanıp hareket etsin.'' ''Her cenine yedi yıldız nöbetleşe bir müddet gizlice hizmet eder.'' ''Ana karnındaki çocuk ruhu istidatlı olunca (canlanma zamanı gelince) o vakit güneş ona yakın olur, yardım eder.'' ''Ruhun feyzi cenini harekete getirir. Güneş sanki ona can bağışlar.'' ''Eğer parlak, nurlu güneşin yüceliği olmazsa diğer yıldızların yaptığı bir suretten ibaret kalır.'' ''Ceninin ana karnında böyle güneşe aşina olmasına yol gösteren hangi şeydir.'' ''Ey arkadaş! Gökteki güneş için bizim duygumuzdan uzak ve gizli bir yol vardır.'' ''Öyle bir yol ki

Mevlana Mesnevi yazı dizisi 91

 Hasmı, Hazret-i Ali (Kerremallahü Vechehu)'nin yüzüne tükürünce onun elinden kılıcını atması İbadetteki doğruluğu, samimiyeti Ali (kv)'den öğren. O Allah arslanının gayesi Hak idi. Savaşta bir yiğide karşı çıkarak arslan gibi hemen kılıcını çekti. Düşmanı, Hz Ali'nin parlak bir ay gibi olan yüzüne tükürdü. Tükürük ayın bile önünde baş eğdiği, ay gibi güzel yüzüne geldi. Ali (kv) düşmanı yenmiş, altına almış iken kılıcını elinden attı. Bu iş, bu zamansız af ve bu yersiz lütuf o yiğidi hayrete düşürdü. Dedi ki, ''Beni kılıçla kahretmiş iken öldürmekte niçin ihmal ediyorsun?'' ''Sen benimle cenk ederken, şimdi neden kılıcı bıraktın?'' ''Kızgınlık ateşin sakinleşti. Parlak yıldırımlarını niçin gizledin?'' ''Ey dünyada tek olan yiğit! Ben de ne gördün (de savaşı bıraktın)? Gönlümde canımda bir ışık belirdi.'' ''Sana bu alemde ne göründü de, bana candan daha ala bir can, bir ruh bağışladın?'' '&#

Mevlana Mesnevi yazı dizisi 90

 Hazret-i Ömer'in (Allah ondan razı olsun) halifeliği zamanında şehre ateş düşmesi Hz Ömer (ra) zamanında şehre ateş düştü. O diyar kuru bir çöp gibi tutuştu. Bütün binalar, evler hatta kuşların kanadı ve yuvaları bile yandı. Şehrin yarısı ateşten yakıcı bir alev oldu. Öyle ki, toprak ve su bile bu ateşten korktu. Akıllı kişiler tedbir ve çare arayarak su ve sirke döktüler. Fakat ateş gittikçe azıttı. Şiddetli rüzgar da sanki ona yardım ediyordu. Şehir halkı Faruk (ra)'a ''Su, ateşe hiç tesir etmez oldu'' dedi. O da ''Hasisliğinizin ateşinden alevlenen bu yangın size bir tekdirdir.'' ''Su yerine fakirlere ekmek dağıtmak gerek. Bana itaat edenlerin yapacağı iş budur'' dedi. ''Biz hasislik etmeden kapımızı açıp cömertlikte güzellik bulmuş insanlarız'' dediler. Ömer (ra) de dedi ki, ''Ekmek dağıtmayı adet edindiniz ama, Allah'a ibadet ettiğinizi sanmayın.'' ''Ekmeğiniz, sofranız hep öğünmek

Mevlana Mesnevi yazı dizisi 89

 Peygamber (sav)'in, Zeyd'e sırrını bundan daha fazla açma ve bana tabi ol diye tavsiyede bulunması Hazreti Peygamber (sav) ''Sahabem yıldızlar gibi yolda gidenlere ışık, şeytana taştır'' dedi. O göz, o kuvvet herkeste olsaydı onlar güneşin nuru ile feyizlenirlerdi. O zamanlar, ey hakir ve zezil kimse! Güneşin nuruna delil olarak yıldızlara ihtiyaç kalmazdı. Ay toprağa, buluta, gölgeye der ki, ''Ben de sizin gibiyim, lakin bana vahy olunmaktadır.'' ''Ben de karanlık yaratılışlı idim. Lakin vahyin güneşi kalbimi aydınlattı.'' ''Nefisden ve gönülden karanlıkları def edebilmem için ışığım güneşe nispetle vasattır.'' ''Sen de güneşin nuruna tahammül olmadığından ışığım örtüldü.'' ''Gönül hastalığını tedavi edebilmek için şekerle sirke gibi (karanlıkla) karıştım.'' ''Hastalıktan kurtulmak nasip olunca sirkeyi bırak halis bal ye.'' Gönül sayfasında hiçbir başka nakış olmazs

Mevlana Mesnevi yazı dizisi 88

 Hz Lokman'a kölelerin ve kapı yoldaşlarının, ''Bağdan topladığımız meyveleri Lokman yedi'' diye iftira etmeleri Lokman, sahibinin yanında hakir ve diğer kölelere nispetle değersizdi. Efendi, meyvelerin en güzellerini toplamak üzere kölelerini bağa gönderdi. Sanki, Lokman onların arasında bir tufeyli idi. İçi manalarla dolu, görünüşü gece gibi karanlık. Her bir köle, topladığı meyveyi yiyerek neşelenirdi. Sonra da, meyveleri Lokman yedi dediler. Efendisi Lokman'a kötü gözle bakmaya başladı. Lokman bunun sebebini araştırdı. Efendisi azarlamak için ağzını açınca, Lokman, ''Ey efendi! Öyle bil ki hain kuldan Cenabıhak razı değildir.'' ''Ey kerem sahibi! Sen hepimizi dene. Bize sıcak su içir.'' ''Sen atlı ve biz yaya olarak geniş bir sahada koşalım.'' ''O zaman içi kötü olan belli olur. Sırlar açığa çıkar. O vakit bu işleri seyret'' dedi. Efendi sıcak suyu saki olup içirdi. Köleleri de çaresiz içtiler.

Mevlana Mesnevi yazı dizisi 87

 Rasul-i Ekrem (sav) Zeyd'e ''Nasılsın? Uykudan nasıl kalktın? diye sorunca onun ''Doğrusu mümin olarak sabahladım'' diye cevap vermesi Hz Peygamber bir sabah vakti Zeyd'e ''Ey temiz kişi! Nasıl sabahladın?'' diye sordu. Zeyd, ''Mümin bir olarak'' deyince, Hz Rasul, ''Bir delilin var mı?'' dedi. Zeyd de, ''Gündüz oruçla susuzdum. Geceleyin uyanıktım ve ağlıyordum.'' ''Mızrağın kalkandan geçtiği gibi ben de öyle gündüzden ve geceden geçtim.'' ''O bakımdan dinlerdeki hal aynıdır. Bir saatle yüz binlerce yıl birdir.'' ''Ezelde ebed birleşmiştir. Oraya akla yol yoktur. Zira onun şaşkınlığı artmıştır'' dedi.  Hz Peygamber, ''Bu yoldan bir hediye getir. Lakin anlayış, akıl ve can nurundan olsun'' dedi. Zeyd dedi ki, ''Gök nasıl görülüyorsa, bana da arş ve arştakiler öylece göründü.'' ''Yedi cehennemle sekiz cen

Mevlana Mesnevi yazı dizisi 86

 Rum ve Çin ressamlarının nakış ve tasvire dair birbirleriyle konuşmaları Çinliler resimde daha sanatlı olduklarını iddia ettiler. Rumlar da, ''Bunda biz daha kuvvetliyiz'' dediler. Devrin padişahı, ''Hanginizin üstat olduğu belli olması için imtihan etmek gerek'' dedi. Çinliler ve Rumlar hazırlandılar. Rumlar daha ustaydılar. Çinliler, ''Birer odaya girip siz birinde, biz birinde resim yapalım'' dediler. Karşılıklı iki oda vardı. Birinde Çinliler, diğerinde Rumlar çalışmak üzre geçtiler. Çinliler, padişahtan yüz renk boya istediler. Onlara sevinçlilik hazinesi açıldı. Her sabah onlara, çeşitli boyalar vermek için hazine zahmetsizce açılıyordu. Rum ressamları, ''Ne boya ne renk ister. Bunlar pası gidermeye yarar!'' dediler. Kapıyı kapatıp perde ötesinden odayı cilaladılar. Rumi'ler o hanede cilalamanın esiri olarak kaldılar. Renkler içinde renksizlik daha iyidir. Zira renk bulut, renksizlik ay gibidir. Bulutta bir ışık

Mevlana Mesnevi yazı dizisi 85

 İnsanın kendi halini ve sarhoşluğunu gizli tutmasının lüzumlu olduğuna dair İnzivada olan Hakim'in nasihatini dinle: ''Nerede şarap içtiysen orada kal!'' Sarhoş, dışarıya çıkınca vaziyeti kötüleşir. Çocukların maskarası ve oyuncağı olur. O, her yana düşse kalkar gider. Aptallar da onu kınarlar. Sarhoşluk halini bilmeyen çocuklar, onun ardına düşüp gülüşürler. Hak sarhoşundan başka herkes çocuktur. Her biri daha yüz yaşında büluğa ermemiştir. Allah, ''Dünya için bir oyundur. Oyuna yanılan çocuklar rağbet eder'' dedi. Oyunu terk etmeyen bil ki çocuktur. Kemali olmayan da gönül sahibi değildir. Bu dünya şehvetiyle mal yığmak, çocukların cima'ı taklidi gibidir. Çocukların bu oyununun kuvveti nerede? Rüstem'in ve bir gazinin gücü nerede? Halkın cengi de çocukların savaşı gibidir. Asılsız ve manasız bir oyundan ibarettir. Değnekten kılıçlarla dövüşürler. Onlarda haya ve utanç yoktur. Kimi dişi, kimi erkek sayılan ağaçtan atlara binmişlerdir. Kendi

Mevlana Mesnevi yazı dizisi 84

 Allah'ın sözleri karşısında kıyas ile ilk itiraz eden İblis'ti İlk kıyasları, Hakk'ın huzurunda ortaya süren murdar İblis oldu. Dedi ki, ''Ateş topraktan daha güzeldir. Benim aslım ateş, Adem ise hakir topraktan oldu.'' ''Öyleyse fer'i asılla mukayese edersek onda karanlık, bendeyse nurlu bir elbise var.'' Allah, ''Bunda soy sop davası yoktur. Asalet, zühd, takva ve edeptendir.'' ''Bu fani dünya malı mirası değil ki, soy sop davası caiz olsun.'' ''Bu peygamberlerin mirasıdır. Varisi, günahtan sakınan temiz ruhlardır.'' ''Ebu Cehil'in oğlu açıkça mümin oldu. Nuh'un oğlu da dünyadan kovuldu.'' ''Topraktan yaratılan ay gibi nurlu. Sen, ateşten oldun, kapkara yüzünü gör'' dedi. Bu kıyaslara ve araştırmalara cevaz verilmesi namaz kılana bulutlu havada veya geceleyin kıbleyi bulmak içindir. Kabe'nin kendisi ve güneş görününce bu kıyas ve araştırmaların

Mevlana Mesnevi yazı dizisi 83

 Bir sağırın, hasta komşusunun hal ve hatırını sormaya gitmesi Bir sağıra, ''Şimdi senin bir komşun hasta oldu'' dediler. Sağır kendi kendisine dedi ki, ''Bu ağır kulaklı sağır onun sözlerini nasıl duyabilir?'' ''Üstelik hastanın sesi de zayıf çıkar. Lakin çaresiz gitmek de lazım.'' ''O dudaklarını hareket ettirdikçe, ben de sözlerini tahmin ve zanla ölçer, anlarım.'' ''Ben ona,- ''Nasılsın?- dedikçe o, -Allaha hamd olsun, iyiyim- der.'' ''Şükreder, sonra yiyip içtiğini sorunca, mercimek çorbası veya şerbet içtiği mealinde bir şey söyler.'' ''-Afiyet olsun!- der ve hekimin kim olduğunu sorarım. Elbette o terbiyeli komşu bana- Falan kimsedir- der.'' ''Ben de, onun ayağı mübarektir. Gittiği yerde hastalık yok olur.'' ''Biz onu denedik, çok iyidir. Nereye vardıysa maksat hasıl oldu'' derim. O tecrübe sahibi bu cevapları gönlünde tutarak ha

Mevlana Mesnevi yazı dizisi 82

 Harut ve Marut hikayesinin sonu ve onların Babil kuyusunda dünya azabı ile cezalandırılmaları Cihan halkının günah ve kötülüklerini Harut'la Marut görünce, Kendileri kusurlu ve edebi terketmiş oldukları halde, öfke ve hiddetten ellerini ısırıyorlardı. Bir çirkin aynaya baksa yüzünün çirkinliğini görüp başını çevirir. Kendini beğenen, kimde bir kusur görse onun kalbini cehennem ateşi parlatır. Böbürlenmesini din için bir hamiyet, nefsinin kibir ve azametini bir gayret zanneder. Din gayretinin bir izi, nişanı vardır. Onun ateşiyle cihan yeşerir. Onlara Allah, ''Siz nurdansınız, insanları kınamaya layık görmeyin.'' ''Ey gök kulları! Şehvetsiz olduğunuza şükredin.'' ''Sizde o manada bir terkip olsaydı gökler size mesken olmazdı.'' ''Sizde bir masumluk görülüyorsa, şüphesiz bu benim korumamın, benim masumluğumun aksidir.'' ''Bunu kendinizden sanmayın, bendendir. Şeytanın hilesinden sakının, o düşmanımızdır''

Mevlana Mesnevi yazı dizisi 81

 Musa (As) ve kavimin, kuşattıkları şehirden muratlarına eremeden geri dönmeleri için Bel'am-i Baur'un dua etmesi ve duasının kabul olması Bel'am-ı Baur'a cihan halkı zamanın velisi gibi gönül bağlamıştı. Devrin abidi olarak meşhur olup duası hastayı iyileştirdi. Kibirden Musa ile savaştı. O kadar kötüleşti ki eski mertebesini kaybetti. Şüphesiz binlerce iblis ve Bel'am vardır ki, açık veya gizli dinden çıkmışlardır. Allah, insanlara daimi bir misal olması için bu ikisini meşhur etti. Bu iki hırsızı, ebediyet darağacına çekti. Gerçi mahkum olan çok hırsız var. Bu iki hırsız şöhretle bağlandı. Yoksa O'nun kahrıyla ölenlerin haddi hesabı yok. Haddini bilirsen kıymetlenirsin. Hakk'ı düşün. Haddini aşma. Kendinden daha üstün olanlara kin bağlama ki konağın yerin dibi olmasın.  Ad ve Semud kavminin hikayesine bir hak da peygamberlerin yüceliğini bil.  Bu yere batma, başlarına taş yağma ve korkunç bir sesle helak olma, hep ruhun yüceliği için oldu. Bütün hayvanlar

Mevlana Mesnevi yazı dizisi 80

 Hz Peygamber (sav)' e inen vahyin nuru, o vahiy aksedince onu peygamberden önce ayeti okuyup, ''Bana da vahiy geliyor,'' diye iddia ederek dinden çıkması Hz Osman'dan önce Hakk'ın vahyini yazan bir katip vardı. Allah'ın sevgilisi vahyi söyledikçe, o da onu kağıda yazardı. Vahyin ışığı ona aksedince içi hikmetle doldu. O hikmetin aynısını Peygamber de deyince o fodul sapıtıp dinden çıktı. ''Hak'tan nurunu alan Peygamberin sözü, şimdi benim içimde de peyda oldu'' dedi. Batıl düşüncesi Rasul'e aksetti. O dinden çıkmışa Hakk'ın kahrı geldi. Hem katiblik unvanı, hem dini gitti. Haşa Rasul'e kin tuttu. Hz Peygamber, ''Ey inatçı kafir! Görülen nurun ışığı kararmaz.'' ''Kalbin Allah vahyinin kaynağı olsaydı suyun böyle acı, bulanık ve kara olmazdı'' dedi. Etrafa mahcup olmamak kaygısıyla sakinleşip inat, kibir ve kin ağzını bağladı. Bu yüzden kalbi yandığı halde tevbe nuru parlamadı. Ah ediyordu am