Mevlana Mesnevi yazı dizisi - 54

 Hazret-i Resul-i Ekrem (sav)'in, Müslüman mezarlığını ziyaret edip dönüşünde Ayişe-i Sıddıka'nın (Allah ondan razı olsun), ''Bugün yağan yağmurdan şaşılacak şey, mübarek elbisenizde hiçbir iz ve nişan yoktur'' diye sorması

Hz Peygamber bir gün sahabeden birinin cenazesi ile mezarlığa gitti.

Kabrine keremle toprak doldurdu. Onun tanesini ihya edip yüceltti.

Bu ağaçlar, daim ölüler gibi. Topraktan ellerini açarak kalkarlar.

Halka boyunca bir şeyler işaret edip dururlar, ama herkes buna vakıf değildir.

İbret sahipleri ondan sırlar duymakta, gafiller ise sadece sesler işitmektedir.

 Yeşil diller ve uzun ellerle halka toprağın sırrını açmadalar.

Onlar kaz gibi tereddütsüz suya batmış, karga iken tavus olmuşlardır.

Gerçi kış mevsimi onları hapsederse de Allah, baharda kargaları tavusa çevirir.

Kış günü ölü gibi çıplak iseler de, ilkbaharda dallanıp yapraklanırlar.

Yokluk, bu varlığı Hak'tan alırken mümkir, ''Bu eskiden beri böyledir'' der.

Alemi, ebedi ve kendi kendine ta ezelden mevcut sanır.

Düşmanlara karşı dostların gönlünde Allah tarafından bahçeler meydana gelmiştir.

Oradaki güller güzel ve kokuludurlar. Küll'ün sırrından söylerler.

O güzel koku, inkarcılara rağmen her tarafa yayılıp gönülleri cezbetmektedir.

Münkirler, o gül kokusuna düşman pislik böceği veya davul sesine dayanamayan asabi kimseler gibidir.

Dünya meşgalesine gark olurlar. Şimşek parıltısına gözlerini yumarlar.

Kör münkirlerin gönülleri de kördür. Göz odur ki, emin yeri seçer.

Hz Peygamber, mezarlıktan dönünce Hz Ayişe'nin evine gitmek istedi.

Hz Ayişe, alemin kendisiyle iftihar ettiğini (Hz Peygamber'i) görünce ona hizmet için sevincini gösterdi.

Yüzüne, misk kokan saçına, yakasına, başına ve sarığına baktı.

Hz Peygamber, ''Bu araştırma nedir?'' dedi. Hz Ayişe de, ''Bugün her tarafa yağmur yağmıştı.''

''Elbisenizi yokladım. Gariptir ki yağmurdan eser yok'' dedi.

Hz Peygamber, ''Başına ne örtmüştün?'' dedi. Hz Ayişe de, ''Senin rida (örtü) nı'' deyince,

Hz Peygamber, ''Allah onun için gayb yağmurunu sana gösterdi'' buyurdu.

O yağmur bu buluttan yağmaz. Onun bulutu ve seması başkadır.

Bu, Senayi'nin sözünün manasıdır. Can sırrını onda ara!

''Cihan göklerine iş emreden can aleminin nice semaları vardır.''

''Onun yolunda inişler, çıkışlar, yüce dağlar ve denizler bulunur.''

Gayb ülkesinin bulutu, yağmuru, seması ve güneşi başkadır.

O Allah rahmeti başka buluttandır. Hakk'ın lütfu, ihsanı onda gizlidir.

Bu yağmur ancak havassa görünür. Diğerleri (avam), ''Yeniden halk edileceklerinden şüphe içindedirler.''

Yağmur vardır, insanları besler. Yağmur vardır, alemi perişan eder.

İlkbahar yağmurlarının faydası, hayret edilecek derecededir. Sonbahar yağmurları ise sıtma gibi ( yaprakları sarartır, titretir).

Bahar yağmuru bahçeleri güzelleştirir. Güz yağmuruysa perişan eder.

Soğuğun, rüzgarın, güneşin farklı tesirleri olup letafetleri de bu yüzdendir.

Gayb aleminde de böylece bereket ve meşakkat, fayda ve zarar gibi gizli çeşitlilikler vardır.

Evliyanın nefesinde bahar tesiri vardır. Bu nefesle can ve gönülde yeşillikler biter.

Bahar yağmurunun feyzinin ağaçlara olduğu gibi, onların nefesleri de hayır sahiplerine tesirlidir.

Kurumuş ağacın yeşermesi imkansızdır. Yoksa cana can katan rüzgarın bunda bir kusuru yoktur.

Rüzgar vazifesini yapıp eser. Feyze kabiliyeti olan da can feyzini alır.

İlkbahar serinliğini ganimet bilin, faydalanın. Çünkü bahar serinliğinin sağlığınıza faydası vardır, nasıl ki, ağaçlarınızı da yeşertir.

Sonbahar soğuğundan korunun, sakının; sizi üşütür, hastalandırır; nasıl ki ağaçlarınızın yapraklarını döker, götürür.

Hz Peygamber demiştir ki, ''Bahar serinliği sizin için bir ganimettir, (örtünüp sakınmayın) ona itibar edin,''

''Zira ağaçlara nasıl faydalı olursa, size de tamamen feyiz bağışlar.''

''Lakin sonbahar serinliğinden sakının. Çünkü bahçelere olan tesiri size de olur.''

Bu hadis-i şerifi rivayet edenler sadece zahiri manasında durup bununla kanaat etmişlerdir.

Böyleleri dağı görüp içindeki madeni görmeyen gafillerdir.

Mana bakımından sonbahar, nefis ce hevestir. Akıl ve can ise cana can katan baharın ta kendisidir.

Senin cüz'i ve acayip bir aklın var. Cihanda kamil akıl sahibini ara!

Cüz'i aklın kül ile elbette kül olur. Zira akl-ı küll, alçak nefsin boynuna geçirilen zincir gibidir.

Hadis-i şerifin teville manası, ''Hayırlı, temiz nefesler hayat bahşeden ilkbahar gibidir'' olur.

İster sert, ister yumuşak olsun velilerin sözlerinden gafil olma. Onlar senin için gerçekten faydalıdır.

Mürşidin sıcak ve soğuk sözlerini hoş gör ki cehennemin sıcağı ve soğuğu sana kapansın.

Onun yumuşak veya sert sözleri cana can katan bahar gibidir. Senin için doğruluğun, yakin (bir şeyi tam bilme)'in sermayesidir.

Ki onunla gönül bahçesi canlanır, gönül denizi o cevherlerle dolar.

Gönül bahçesinde bir eksiklik olursa akıllı kimseye bu, kederler verir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyinden geçen düşünceler bize mi ait?

Kendini BİL!