Mevlana Mesnevi yazı dizisi - 43

 ''Küçük cihattan büyük cihada döndük'' sözünün tefsiri

Gerçi dışardaki hasmı mağlup ettik ama, içimizdeki düşman ondan daha fenadır.

Onun öldürülmesini aklın, idrakın yapacağı bir iş sanma. Nefs arslanı tavşanın maskarası olmaz.

Nefis cehennemdir. Cehennem ise bir ejderhadır. Ona deryalar dökülse sönmez.

Yedi deryayı içse bu yine onun hararetine tesir etmez.

Taşlar ve taş yürekli kafirler, ağlayarak ve mahcup cehenneme girerler.

Bu kadar gıda onu doyurup sakinleştirmez. Cenabıhak seslenir.

''Doydun mu? Söyle. ''Hayır'' der. Doymak yok ve iştaha baki.

Bu kadar insan ve cinleri lokma gibi yutmuşken midesi ''Daha var mı?'' diye coşar.

Allah Lamekan'dan onun üzerine ayağına koyunca o dem ateş dolu cehennem sakinleşir.

Nefis, kötüdür. Çünkü o cehennemin bir parçasıdır. Küllün tabiatı cüzlerde de caridir.

Ancak Hakk'ın ayağı onu teskin eder. O'ndan başkasının bu yayı çekmesini mümkün sanma.

Yaya, doğru ok lazımdır. Eğri ok şüphesiz yol almaz.

Ok gibi doğru ol da yay, seni menzile ulaştırsın.

Zira küçük cihadı tamamladık. Büyük cihad için gayret et.

Biz şimdi küçük cihattan döndük. Peygamberin büyük cihat dediği şeyi bil.

Kafdağını iğne ile yerinden ayırmak için kuvvet ve yardım Hak'tandır, gerisi laf.

Safları dağıtanı arslan sanma. Asıl nefsini ezebilen arslandır.


Emirü'l-müminin Ömer'e (Allah ondan razı olsun ) Rum kayserinin elçisinin gelip Hazret-i Ömer'in veliliğini ve kerametlerini görerek hayran olması

Dinle bu, bahse uygun bir hikayedir. Ama maksat kıssadan hisse almaktır.

Kayserin elçisi Ömer'e geldi ki, o başbuğun tahtı Medine'ydi.

Elçi, ''Halifenin köşkü nerdedir? Kaldığı yer hangi taraftadır?'' dedi.

Dediler ki, ''Onun mülkü ve meskeni yoktur. Ancak aydın can köşkü vardır.''

''Onun meşhur büyüklüğü adaletindendir. Devlethanesi fakirlerinki gibidir.''

''Gönül gözünde kılın ıstırabı varken onun köşkünü seyretmen mümkün mü?''

''Kalp gözünü önce kıldan temizle, sonra idrak gözüyle köşkünü gör.''

''Kimde heveslerden bir varlık yoksa onun köşkü de, köşk sahibini görmesi de mümkündür.''

''Zira Muhammed (sav) en kamil ve agahtı. Hakk'ın cemalinin nuruna ermişti.''

''Kötülük isteyen gönülden kurtulmadıkça ''Semme vechullah'' tan gafil olursun.''

''Kimin göğsünde kapı açılırsa o, zerrelerden güneşi görür.''

''Ay yıldızların içinde nasıl parlıyorsa, Hakk'ın nuruna da O'ndan gayri şeyler bir mani teşkil etmez.''

''Gözüne parmaklarını koysan cihanı görmen nasıl mümkün olur?''

''Sen görmesen de cihanı yok zannetme. Mani olan uğursuz nefsinin parmağıdır.''

''Zira gözünden parmağını kaldırınca, her neye bakarsan görürsün.''

''Nuh, kavmine sevabı öğretti. Onlar kulak yoluna elbiselerini örttüler.''

''-Gözü olduğu halde göremeyenler gibi, gaflet yakasına kulağınızı, başınızı çektiniz- dedi.''

''İnsanlık gözden ibarettir. Gerisi bedendir. Göz ise, dostun nuruna müştak gözdür.''

''Dostu göremeyen göz kör olsun daha iyi. Ebedi olmayan sevgili de uzak olsun.''

Rum elçisi bu sözleri işitince hasret yaşları gözlerini doldurdu.

Gözü Ömer'i aramaya koyuldu. Atına ve yüküne hiç bakmadı bile.

Her tarafta o merdi soruyor, deli gibi onu arıyordu.

''Dünyada, can gibi böyle gizli bir mert olur mu ki?'' diyordu.

Talipler, talep ettiklerine köle olurlar. Nihayet arayan aradığını bulur.

Elçi, bir kadına Ömer'i sorunca o, ''Ömer hurma ağacının gölgesinde.''

''Halktan ayrı asude ve tek başına, o Hakk'ın temiz gölgesi uykudadır'' dedi.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyinden geçen düşünceler bize mi ait?

Kendini BİL!