Mevlana Mesnevi II.Cilt - 98

 Bu Mesnevi bir müddet gecikti. Kanın süt olması için bir zaman geçmesi gerekir.

Baht, bir çocuk doğurmadıkça da kan, tatlı süte dönmez.

Hakk'ın ışığı Hüsameddin, gökten dizginini çevirdi.

Hakikatler miracına gitmişti. Bahar gelmeyince goncalar canlanmaz.

Denizden sahile erişince Mesnevi şiirinin cengi de düzen buldu.

Mesnevi, ruhların cilası idi. Ona istiftah günü yeniden dönüldü.

Altı yüz altmış iki yılı, uğurlu başlangıç tarihidir.

Bülbül olarak gidip, doğan olarak geldi. Bu manaları avlamak için yükseldi.

Bu doğanın yeri şahın bileği olsun. Ebediyyen bu kapı halka açık kalsın.

Heva ve şehvet bu kapının afetidir. Yoksa şerbeti hadsiz hesabsızdır.

Ağzını kapa da, o alemi açıkça seyret. Zira ağız ona gözbağı oldu.

Ey ağız! Cehenneme bizzat sen sebepsin. Ey cihan! Sen, berzaha bir rehbersin.

Baki nur, aşağılık dünyanın saf sütü, kan ırmaklarının yakınındadır.

Orada ihtiyatsızca bir adım atarsan, bu kötü karışma saf sütünü kana çevirir.

Adem Aleyhisselam nefis zevkine bir adım attı; onun yüzünden cennet ayrılığı boynuna halka oldu.

Melekler ondan kaçtılar. Bir tanenin yüzünden nice zaman ağladı.

Gerçi onun günahı bir kıl kadardı ama, iki gözde görünen bir kıl.

Adem, Hak nurunun gözü olmuştu. Gözde bir kıl, büyük bir dağ gibidir.

Orada Adem görüşüp danışsaydı ona pişmanlık bir mazeret olmazdı.

Zira bir akıl ile aklın dost olunca kötü işe ve kötü söze mani olur.

Fakat nefis, başka bir nefse dost olursa cüz'i akıl atıl kalır ve bir işe yaramaz.

Vahdet köşesinde sen Zühre yıldızı gibisin, sevgilinin gölgesinde bir güneşsin.

Bir Allah erini dost ve rehber edin. Böyle yaparsan Allah senin yardımcındır.

Halvette olup gözünü kapayana da bunu can dostu öğretir.

Ağyardan ayrılmak gerek, yardan değil. Bahar mevsiminde kış elbisesine ihtiyaç yoktur.

Akıl, başka bir akılla hünerli olur. Işık fazla olursa yol görülür.

Nefis, başka bir nefisle dost olursa karanlık artar, yol gizlenir.

Ey avcı! Senin dostun gözündür. Onun sağlığını koru.

Dil süpürgesiyle gözüne toz saçma. Çer çöple ona zarar verme.

Zira, ''Mümin, müminin aynasıdır.'' O temizdir ve kin tozundan korunmuştur.

Dost, her an can aynasıdır. Dikkat et, nefes onu buğulandırmasın.

Nefesten buğulanıp yüzünü gizlememesi için her zaman sen onun karşısında nefesini tut.

Topraktan daha hakir misin? Zira onu sevgili bahar nakışlarıyla süslemede.

O ağaç, yar ile beraber olunca yarin dostluğundan yüce bahtlı olur.

Hazan mevsiminde muhalif dostu görünce bu yüzden yüzünü yorgan altına çekip,

''Kötü yar aleme beladır. İnsanın ondan gizlenmesi lazımdır.''

''Ashab-ı Kehf gibi uyumak gerekir. Ashab-ı Kehf''in uykusu Dıkyanus'u def için iyidir'' der.

Uyanıkken Dıkyanus korkusu içindeydiler. Uykularıysa Hakk'ın bir korumasıydı.

Alimin uykusu şüphesiz uyanıklıktır. Vay o cahillerle dost olan uyanık kişiye!

Kargalar kış mevsiminde coşar, bülbüllerse ortadan çekilip susarlar.

Gül bahçesi olmayınca bülbüle coşkunluk gelmez. Zira güneşin batması, uykuya sebep olur.

Ey güneş! Sen bu gül bahçesini terk edip, yeraltını aydınlattın.

Marifet güneşinin gurubu yoktur. Onun doğduğu yer akıl, ruh ve kalplerdir.

Bilhassa o, kemal güneşi olursa ışığı gece ve gündüz cemal nurudur.

İskender'sen güneşin doğduğu tarafa gel. Nereye gidersen orayı büyüle.

Sonra her dolaştığın yer sana doğudur. Batı'n doğuları aşık eder.

Senin yarasa hissin batıya koşmakta; inciler saçan hissin de doğuya doğru gitmektedir.

Ey atlı! His yolu eşeklerin yoludur. Eşeklere katılma, bundan utan!

Bu beş duygudan başka beş duygu daha var. O halis altın, bunun gibi bakır duygu değil.

Pazar yerinde altın yanında bakır duyguya kim bakar?

Bedenlerin hissi zulmet gıdasına esir. Ruhlar duygusunu ise güneş doyurmakta.

Ey bu gayb hissini gayb aleminde alıkoyan! Gönül Musa'nın elini koynunda nurlandır.

Ey sıfatları marifet güneşi olan! Gökteki güneş ona nispetle zerre gibidir.

Sen bazen güneş, bazen derya, bazen Kafdağı ve Anka (olursun).

Ne o, ne bu sana nispet olunmaz. Vehim ve zann senin zatını anlayamaz.

Ruh, ilim ve akılla dost oldu. Onun Türkçeyle, Arapçayla işi yok.

Ey pak olan ve suretleri halk eden, Muvahhit (Hakkı bir bilen) de, müşebbih (Allah'ı insana benzeten) de sana hayrandır.

Bazen müteşebbih tevhit ehli olur. Bazen müvahhit korkutulur.

Gah mestane Ebü'l- Hasen, gah ey yaşı küçük, ey bedeni taze sözü olur.

Bazen kendi suretini harap eder. Yani sevgiliyi bütün kusurlardan beri tutar.

İtizal, his gözünün mezhebidir. Akıl gözü visale ermiş sünnidir.

İtizal ehli, duygusunun maskarası olmuştur. Dışı sünni görünse de, içi sapıtmıştır.

Histe kalanlar mütezilidir. Gerçi sünniyim derler ama değillerdir.

Hisse bağlanmayan sünnidir. Akıl ve can gözü görüş sahibi oldu.

Hayvan duygusu şahı görseydi, öküz ve eşek de Allah'ı görürdü.

Sende hayvani duygudan başka bir his olmasaydı.

Ademoğlu nasıl muazzer olur, nasıl hayvanla ortak bir hisle sırra mahrem olurdu?

(Hakk'ın) sureti yoktur veya vardır demek, suret ehlini şüpheye mağlup eder.

Sureti yoktur veya vardır bahsi, suretten kurtulup iç olanlar içindir; kabukta, surette kalanlar için değil.

Kör isen, köre teklif yoktur. Değilsen, ''Sabır sevincin anahtarıdır.''

Sabır gözden perdeyi kaldırır; göğsü açarak kıymet ve şeref kazandırır.

Gönül aynası tertemiz olunca onda sudan topraktan başka suretler görünür.

Nakşı da görürsün, nakkaşı da. Yargıyı da seyredersin, onu yayanı da.

Sevgilinin hayalini Halil Peygamber gibi bil. Sureti put, manası put kıran oldu.

Hakk'a şükrolsun, o görününce onun hayali canı faydalandırdı.

Kapısının toprağı gönül sevincidir. Bu ayrılığa sabredenin toprak başına...

Ben güzelsem bunu o ihsan eyledi. Çirkinsem şeytan bana güler.

Bunun çaresi, kendime bakmaktır. Zira şeytanın gülmesinden sakınmak gerekir.

O güzeldir, güzelliği sever. Genç, kocamış ihtiyara meyleder mi?

Aşikardır ki güzel ister. Güzeller, güzellerin nasibi olur.

Elbette her cins, cinsini sever. Sıcak sıcağı, soğuk soğuğu çeker.

Batıllar, batıllarla beraber; bakiler de bakilerle dost ve yakındırlar.

Cehennem ehli olanlar cehennemlikleri çeker. Nura, nur ehli olanlar talip olur.

Ey hal ehli, kapalı göz can derdidir. Pencerenin ışığından ayrılmaya gözün sabrı yoktur.

Senin tasan aydınlık gündüzün nuruna kavuşmak isteyen göz nurunun cazibesidir.

Gözün açıkken gönlün sevinçli değilse, bil ki kalp gözün kapalıdır, onu aç.

Bu sıkıntı gönül gözlerinin kapalılığındadır. O, sonsuz bir nurdan hasıl olmuştur.

O iki fani nurun ayrılığı, sen gözlerini açmadıkça artar.

Baki olan nurun ayrılığından tasalan. O devamlı gam ve keder sebebi olur.

O beni çağırırsa giderim. Ona layık güzel miyim, çirkin miyim? Kendime bir bakayım.

Bir çirkinin ardına bir güzel takılmış olsa bu gönülleri büyüleyen bir işin eseridir.

Acaba yüzümü görmek mümkün olur mu? Gündüz renginde mi, yoksa gece renginde miyim?

Diye haylidir can suretini arıyordum. Fakat hiç kimseden suretim görünmedi.

Nihayet dedim, aynanın şanı nedir? Herkesin kendi vasfının ne olduğunu bilmesi için.

Ey şah! Ayna sureti göstermek içindir. Can yüzünün aynasının değerine ise baha biçilmez.

Cana, sevgilinin yüzünden başka ayna yoktur. ama o Sultan'ın nuru olan sevgilinin yüzü....

Ey gönül! Külli bir ayna ara. Deryaya vasıl ol, bu ırmakla olacak iş değil.

Bu dost, senin yanına bir istekle geldi. Meryem'i hurmaya doğum derdi çekti.

Güzel yüzün bana gönül gözü oldu. Bu görmeyen gönül aydınlandı.

Ben seni külli bir ayna olarak gördüm. Yani gözünde tecelli gördüm.

Böyle görünce kendimi buldum, gözden nura yaklaştım dedim.

Vehmim, ''O senin hayalindir, o hayali kendin sanma'' dedi.

Suretim, gözlerinden müjde verdi. Sende ben, bende sen birleştiler.

Bu temiz göz için hakikatlerle hayalin arkadaş olmasına yol yoktur.

Suretin başka gözde görünürse, onu hayal bil, ona bakma.

O gözlerine yokluk sürmesi çeker. Şarabı şeytanın tasvirinden içer.

Onun gözü hayaller ve yokluk evidir. Şüphesiz batılı gösterir.

Benim gözüm, Celal sahibi. Hakk'ın sürmesiyle sürmelenmiştir. O Hakk'a nazırdır, hayal yeri değil.

Gözde gaflet kılı oldukça cevher, yeşim taşı gibi görünür.

Gözünden hayal gidince o vakit yeşim yaşını cevherden ayırırsın.

Ey cevher tanıyan! Bir hikaye dinle. Ta ki aşikar olanla kıyas meydana çıksın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyinden geçen düşünceler bize mi ait?

Kendini BİL!