Kayıtlar

Nisan, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Neden beynimizin %100 ünü kullanamıyoruz

Resim
27-) Eğer Allâh, kullarının yaşam gıdalarını yayıp genişletseydi, arzda elbette azarlardı! Ne var ki dilediğini bir ölçü ile indirir... Muhakkak ki O, kullarında Habiyr`dir, Basıyr`dir. 42.ŞURA SÜRESİ Yaşam gıdası İlim olarak düşünüldüğünde ki kuşkusuz insanın besine de ihtiyacı vardır ancak Kuran ın 7 mana ile manalandırıldığı hakikatini düşündüğümüzde ve gerçek yaşamın insana yaraşır bir nitelikte olması için ona bahşedilen gıdanın ilim ve kabiliyet olduğu açıktır.Neden beynimizin %100 ünü kullanamamaktayız sorusunun cevabını bu sure ile anlayabiliriz. Bizden önce yaşayıp yok olmuş kavimlerin bizden daha ileri düzeyde beyinsel gelişimleri olduğunu görebiliriz sadece Mısır Piramitleri değil benzersiz açıklanamayan sayısız soru işaretlerimiz var. Ancak bize ulaştırılan kısıtlı bilgi mevcuttur ve bizler de şu anki evrimimizle bu soruların cevabını bulamamaktayız. Bilim adamlarının da ispat ettiği üzere beynimizin küçük bir alanını kullanabiliyoruz ve ortalama bir insan eğitimli

Nefsini bilmek için başlangıç

Resim
İnsanın nefsini bilmesi ile başlayan bir serüven özgürlük. Kişinin bu bilme aşamasına gelmeden yaşama dair anlayış oluşturması ve barışçıl bir ruhaniyet içinde her insanın fıtratını anlayıp saygı ile kuşatması ve karşısındaki kişinin sevgisine nail olması mümkün değildir. İnsanın kendi nefsini bilmesinin önünde çok büyük engeller var yaşadığımız zaman diliminde, bunun en öz sebebinin sevginin yanlış temeller üzerine kurulmuş olduğunu söyleyebiliriz. Sevgi denen öz çağımız anlayışında daha ileri ve nitelikli bir seviyede olmalıydı ancak yaşamın çarpıklığı ters etki yaratarak temelleri sarsmış ve enkaz görünümlü insanlarla çevrili toplumsal yapılar oluşturmuştur. Kişinin bu hastalıklı yapıdan kurtulup kendi nefsini tanıması ve kendi dünyasını çevreleyen gerçeklikte yaşaması mucize kelimesiyle tabir edilebilir. Bu gerçekliği aşmanın ve kendi benliğini sahiplenmenin engelleri sayılamayacak kadar çoktur ancak genel bir tanımlama yapılacak olursa; kişi önce ailesini anlamalı ve aşmalıdı

Beyinden geçen düşünceler bize mi ait?

Resim
Beyinden geçen düşünceler bize mi ait? İnsan benlik zannından akıp geçen düşünceleri sahiplenir ve onları kendi parçasına dönüştürür, zamanla aklından geçenleri iyi mi kötü mü olduğuna bile dikkat etmeksizin o düşüncelerin sahibi gibi bir misyona bürünür ve düşüncelerin şekil verdiği bir benlik yaratır. Kişinin Kuran da bahsedilen ve kati suretle uzak durmasını emir ettiği benlik zannı bir çok şekilde oluşur düşünce sadece bunlardan biridir. Kişi bir iş yaşamında öğretmen olur ve kişiliğine öğretmen benliği ekler, kişi anne olur ve annelik benliğini ekler, kişi her ne öğrenirse ve iyi yaptığına inanırsa onun benliğini kendine mal ederek o kalıplarda yaşamaya başlar ve işte bu yaşamdaki Teklikten kendini ayırdığı ve ikilik yarattığı an olur. Yaşamını bu ikilik üzerine şekillendiren bireyin Tekliğin İlimini farketmesine imkan yoktur, bölünmüşlük kişiyi farklı ızdıraplarla şekillendirir asla mutluluk yakalanmaz ve gerçeklikten farklı bir düzleme dönüşür yaşam. Doğru olan odur ki i