Mevlana Mesnevi yazı dizisi 42

 *Yalvarış

Ya Rab! O temiz feyiz suyunu ihsan eyle de bu cihanın ateşi tamamen nur olsun.

Deniz de, kara da; su da, ateş de; hepsi senin hükmün, senin emrin altındadır.

İstersen ateşi su eylersin. İsterse kudretin, tatlı suyu ateşe çevirir.

Bu niyazımız senin inayetinle, zulmünden kurtulmamız senin hidayetinledir.

Bize bu isteği sen, biz istemeksizin bağışladın. Lütuf hazinen, bütün mahlukata sebepsiz şamildir.


*Tavşanın av hayvanlarına gidip, arslanın kuyuya düştüğünü müjdelemesi

Tavşan tehlikeden kurtulunca, sevinçle av hayvanlarına koştu.

Arslanın yerinin kuyu olduğunu gördükten sonra çayırlığı neşeye boğdu.

Zira ölümden kurtulmuştu. Sevinç içinde yeşil yapraklar ve rüzgar gibi raksetmedeydi.

Dal ve yapraklar, topraktan kurtulunca göklere yükselirler.

Daldan yapraklar çıkınca, göğe doğru ulaşmak isterler.

Bütün yaprak ve meyve daima hal diliyle Allah'a şükreder.

Hakk'ın feyzi, kökü kuvvetlendirdi. Ağacın gövdesi de kalınlaşıp doğruldu.

Can, su ve çamur kaydından kurtulsa bu onu şad kılar.

Allah aşkıyla coşarak raks edip ayın on dördü gibi tam ve noksansız olurlar.

Cisimleri raks etmede. Canlarını, sırf can olan ruhlarını hiç sorma.

Tavşan arslana kuyuyu zindan etti. Tavşana mağlup olan arslana ne ayıp!

O, ar ve utanç içinde dururken kendisine Fahreddin (dinin övüncü) denilmesini ister.

Ey o kimse! Ki sen kuyudaki arslan gibi oldun, şüphesiz nefsin de o tavşana benzer.

Nefis tavşanın sahrada dolaşmada. Sen de hile ve dert kuyusunun dibinde esirsin.

O arslan yakalayan tavşan, av hayvanlarına dedi ki,''Müjde ey kavim! Müjdeci geliyor.''

''Müjde, müjde ey safa ehilleri! O fitneci düşman yok oldu.''

''Müjde, zira o canlar düşmanı gitti. Hakkın kahır kuyusu onun yurdu oldu.''

''Pençesi arzu ve heves dikeni olan, ölüm süpürgesiyle çöp gibi süprüldü gitti.''


*Av hayvanlarının tavşanın etrafında toplanıp onu övmeleri

Bütün hayvanlar, tavşanın yanında toplanıp sevinç içinde gülüp eğlenmeye, zevk ü safaya koyuldular.

Mum gibi, tavşanın etrafına halkalanıp secde ettiler ve dediler ki, ''Şüphesiz.''

''Sen bir meleksin veya peri gibi tedbir sahibisin. Belki de arslanlar kavminin Azrailisin.''

''Her ne olursan ol. Canımız sana kurban olsun. Hepimiz senin emrinde bir köleyiz.''

''Allah senin düşünceni kabule mazhar kıldı. Kolunun kuvvetine yüz binlerce aferin.''

''Hazırladığın hile ve tedbirini, o düşmana tesir eden kuvvetini anlat.''

''Şöyle ki bu, gönül derdine derman olur. Hepimiz bu hikayeden sevinç duyarız.''

''O cefakarın ölümünü anlat. Zira onun zulmü bize can yarası olmuştu.''

Tavşan, ''Bu, kudret sahibi Hakk'ın yardımıyla oldu. Yoksa aciz bir tavşan nedir?''

''Bana kuvvet, kalbime ilham nuru verdi. Bu ilhamdan da elime ayağıma kuvvet geldi.''

''Kullara ihsan ve kerem Hak'tandır. O'nun keremiyle yanlış, doğru olur.''

''Allah bu kuvvet ve kudreti, zaman zaman, ibret ehlinin ders alması için gösterir.''

''Bu devlet, bu saltanat nöbetledir. Öyleyse bu kendini beğenme, bu kibir nedendir?'' dedi.


*Tavşanın av hayvanlarına: ''Düşmanı öldürdük diye sevinmeyin, zira o sadece Hakk'ın yardımıyla olup bizim fikrimizin kuvvetiyle değildir'' diyerek nasihat etmesi

Bu iş nöbetledir (senin de sıran geçer), sevinmek neden? Bağlısın, bu hürlük davası niye?

Mülkü, yüce bir sırada olan yedi gezegenden daha yücededir.

Onlar beka ülkesinin padişahlarıdırlar. Onlara ruh sakisi saka oldu.

Bu dünyanın yiyip içmesini terk edersen, bil ki saadet şarabı ebedidir.

Bu aşağılık dünya bir andır. Onu terk eden huzuru elde eder.

Rahatı terk ettiğini unutma. Sonra bakilik şarabını iç.

Dünya cifesini köpeklere bağışla; zan şişesini kır, parçala.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyinden geçen düşünceler bize mi ait?

Kendini BİL!