Mevlana Mesnevi yazı dizisi - 48

 Tacirin Hindistan'dan dönmesi ve papağanına Hind papağanlarının halini anlatması

Tacir, alışverişini tamamlayıp sevinç içinde evine döndü.

Her köleye bir hediye getirdi. Her cariye istediği şeye kavuşup memnun oldu.

Papağan, ''Benim emaneti hani? Gördüklerini anlat da beni sevindir'' dedi.

Tacir, ''Ben yaptığım işlerden pişman olup şaşırdım kaldım,''

''Niçin böyle hamca düşündüm. Fikretmeksizin böyle bir işe yöneldim.'' dedi.

Papağan, ''Ey efendi! Bu pişmanlık, bir kuş işinden dolayı bu şaşkınlık nedir?'' dedi.

Tacir dedi ki,''Papağanlara senin sözlerini, nükte ve esrarını söyledim.''

''İçlerinden bir papağan hemen yere düştü ve senin hasretinle canını teslim etti.''

''Gönlüme bir perişanlık geldi. Ama söylemiş bulundum. Pişmanlığın ne faydası var?''

Dilin söylediği bir söz, yaydan fırlayan oka benzer.

Atılan ok geri dönmez. İleriyi gören kimse seli başından bağlar.

O coşkun sel, baştan bağlanmadıysa şüphesiz geçtiği yerleri harap eyler.

Gayb aleminde, yapılan işler için eserler vardır. O eserleri halkın hükmünden sanma.

O eserlerin nispeti halka ise de şüphesiz hepsi Allah'ın mahlukudur.

Zeyd Amr'a doğru ok atsa, Amr o oktan yaralanmış olsa,

Yara nice müddet ona bir dert olur. O derdi insan eseri sanma o, Hak'tandır.

Ok, atan Zeyd korkusundan ölse bile Amr'ın yarasının acısı devam eder.

Amr, o ağrının tesiri ile ölürse Zeyd'in ölümüne kim sebeptir?

Gerçi her şey Hakk'ın eseriyse de, bu ağrılar sureta o iştendir.

Ekin ekmek, nefes almak, tuzak kurmak ve cima etmek bütün bu şeyler Hakk'a iniltidirler.

Allah, velilere öyle bir kudret vermiştir ki onlar, atılmış oku yoldan geri çevirirler.

Sebep, eserlerin kapılarına kapalıdır. O pişman oldu ama bu Allah'ın emri iledir.

Sözü, hitapsız söylenmemiş hale getirir. Ta ki ne şiş yansın ne kebap.

Gönüllerin duyup işittiği nükte ve sözleri yok eder.

Sana, dünya değerindeki, ''Ma nensah min ayetin ev nünsiha ayeti- Biz bir ayeti nesh eder yahut onu unutturursak, ondan daha hayırlısını veya mislini getiririz'' delili kafidir.

''Ensevküm zikri - Benim zikrimi unutturdular'' ayetinin manasına dikkat et. Allah, velilere unutturmak kuvvetini verdi.

Onlar hatırlatmaya, unutturmaya kadir ve halkın kalbindekilere hakimdirler.

Zira unutturmak ile nazar sır olunca hüner sahibi de olunsa bir iş yapılamaz.

Yüce kişileri siz alaya aldınız. Allah, kelamında ''Ensevküm'' dedi.

Köy sahibi cisimlerin padişahı, gönül sahibi de ruhların sultanı olur.

Görüş, şüphesiz gözün bir fer'idir. Öyleyse insan, göz bebeğinden başka birşey değildir.

Bana bundan fazla konuşmaya izin yok. Zira Hak erleri mani olmada.

Halkın unutması ve hatırlaması ebedidir. Zira bu, Hak'tan medet eylemekte yine Allah'tandır.

Yüce Allah binlerce iyi ve kötü şeyleri her gece gönüllerden giderir.

Gündüz gönülleri yine onlarla, o sedefleri incilerle doldurur.

Bunca fikirler gizli değilken onlara hidayet nurunu gösterir.

Uyanınca sebepler kapısını açmak üzere sanat ve idrakin yine sana gelir.

Kuyumcunun işi demirciye, iyi huylunun huyu kötü huyluya gitmez.

Kulun ahlakı, sanat ve hüneri kıyamet günü ondan ayrı değildir.

:Uykudan uyanınca huy ve sanatlar sahibine dönmek için koşarlar.

Sabah olunca sanat ve düşünceler, ister iyi ister kötü olsun yerlerine gelirler.

Bu, başka yerlerden kendi şehrine mektubu ile dönmek isteyen güvercinler gibidir.

Ehline her şey zahir olmadı. Cüz'ü gör ki külle dönmedi.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyinden geçen düşünceler bize mi ait?

Kendini BİL!