Mevlana Mesnevi yazı dizisi 76

 Birisinin, dostunun kapısını çalıp, ''Kimdir?'' denilince, ''Benim'' dediği için kapının açılmayıp, ''Mademki sen, sensin ben de dostlardan kimseyi tanımıyorum ki, o ben olsun'' diye men olunması

Birisi dostunun kapısını çalınca dostu, ''Kapımdaki kimdir? cevap ver'' dedi.

''Benim'' diyince dostu, ''Yürü git, şimdi zamanı değil. Burada pişmiş gerek, ham gönül değil.''

''Zira sende varlıktan bir eser var. Senin için ateşten daha iyi bir durak yoktur.''

''Nifak hamlığından kurtulması için hamın, ayrılık ateşinde yanması gerekir'' dedi.

O biçare gitti. Bir yıl dolaştı durdu. Dostun ayrılığının ateşine tamamen yandı.

Ayrılık ateşiyle yanıp piştikten sonra sevgilisinin diyarına döndü.

Ağzından yanlış bir söz çıkmasın diye korku ve edep içinde kapıyı çaldı.

Evden ''Kimdir'' diye ses gelince, ''Yine ses senin huzurundandır'' dedi.

Dostu, ''Gel, içeri gir. Zira bu kaşaneye ikilik sığmaz'' dedi.

İğneden iki ayrı iplik geçmez. İğnenin gözü tektir.

İplikle iğnenin bir irtibatı vardır. Allah (cc) ''Deve iğne yurdasından geçinceye kadar cennete giremezler'' buyurduğuna dikkat et.

Riyazet ve amel makası olsa (dahi) devenin cismi nasıl ince olabilir?

Bu hal ancak Allah'ın kudretiyledir. Her imkansız O'nun emriyle mümkün olur.

Her imkansızı O'nun kudreti mümkün kılar. Her huysuzu kahredip itaatkar eyler.

Anadan doğma kör ve alaca illetine tutulmuş olanlar da nedir ki? O ölüyü bile diriltip yoktan var eder.

Nakışsız ve görünmeyen yokluk O'nun emriyle varlık olmaya mecbur kalır.

''O, hergün bir iştedir'' ayetindeki sonsuz manayı düşün.

Cümle işlerinden biri de her gün üç ordu göndermesidir.

Askerin bir grubu, babaların sulbundan anaların rahmine gider.

O askerlerin diğer grubu dünyayı erkek ve kadınla süsler.

Diğer birisi de ecelin hükmü gereğince mücadelesiz bakilik ülkesine gider.

Bu sözün sonu yoktur. Gel, o iki dostun halini anlat.


O şahsın ''Benim'' demekten pişman olması

Dostu ona; ''Ey benim aynı halim olan, gel. Bahçedeki gül ve diken gibi bir aykırılığın yok.''

''Bir olan iplik gibi. Surette kaf ve nun harfleri ikiyse de gerçekte bir görünür'' dedi.

Kaf ve nun çekiciliğin kemendi oldu. Yokluk onun cezbesinden kararsızdır.

Kemendin görünüşte iki katlı olması lazımsa da bakınca hepsi birdir.

İster iki ayak, ister dört ayak, ayakdaş olan gider. İki ağızlı makas gibi beraber gider.

Birbiriyle iki yıkayıcı ortağın (kasarcının) yaptığı surette farklıysa da manada birdir.

Zira birisi ham bezi suda ıslatır, diğeri de havada kurutur.

Arkadaşı kuru olanı tekrar ıslatır. Sanki ötekine öfkelenmiştir.

Bu iki zıt mana da aynı istek içindir. Fakat görünüş zıtlığı icab ettirir.

Her nebinin, her velinin bir yolu vardır. Hepsinin yolu birdir ve maksatları Hak'tır.

Dinleyenler, uykuya mağlup olunca su, değirmenin taşını tutar.

Suyun aktığı yer değirmen üstündedir. Değirmene akması sizin içindir.

Değirmene ihtiyacınız kalmayınca su, asıl ırmağına karışır.

Söz söyleme hususiyeti ağızda, nasihat etmek için olmuştur. Yoksa sözün başka bir mecrası vardır.

Şeksiz, şüphesiz sessizce ''Altında nehirler akan bahçeler'' e kadar akar.

Sözsüz övgünün olduğu o makamı, ey Rabbim! Sen bu cana göster.

Ta ki temiz can, başını ayak yapıp yokluk ovasının ortasına koşsun.

Öyle bir ova ki genişliği sonsuzdur. Bu hayaller ona nispetle gölge gibidir.

Bu hayaller, yokluğun yanında dardır. Bu bakımdan gönlü dilsiz ve şaşkın ederler.

Varlık da hayallerden dardır. Ay, o kadar daraldı ki hilal oldu.

His ve renk dünyasının varlığı da dardır. Elbette zindan dar olur.

Bu terkip ve adet darlığa sebeptir. Canın duygusunun terkibine kim mani olabilir.

O hisle tevhid sırrına eriş. Birlik istersen bu hisse sahip ol.

Kün (Ol) emri, birkaç (Kaf ve Nun) harfden meydana gelmiştir. Öyle bir terkiptir ki tek görünür.

Bu sözün sonu yok. Geriye dön, kurt hikayesini tamamlamaya başla.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyinden geçen düşünceler bize mi ait?

Kendini BİL!