Mevlana Mesnevi yazı dizisi-29

 *İncil'de Sultan-ı Enbiya'nın (Hz Muhammed'in) medhi yazılmış olup salavutullahi aleyhi tazim etmeleri ve etmemeleri

İncil'de, Mustafa (sav) adı, yani o safa denizi incisinin medhi vardı.

Orada güzel şekli şemali, cismani ve ruhani ahvali anlatılmıştı.

Hristiyanlar da onun temiz adını görünce sevaba girmek için;

Namını yüceltip hürmetle yüz sürüp orayı öperlerdi.

Bu anlatılan fitneden onların canı ve tenleri emniyetteydi.

Tamamen Ahmed (sav) adına sığındıklarından onlar, emirlerin ve vezirin şerrinden emindiler.

Onların nesli de çok olup Ahmed (sav)'in nuru onlara yar idi.

Hristiyanlardan o incinin değerini anlamayan bir güruh

Fitnelerden, ilmi uğursuz o vezir yüzünden hor ve hakir oldular.

Din ve dünya işlerinde yanıldılar ve o tomarlar para tuzağı oldu.

Ahmed (sav)'in adında bu meziyet olunca onun şerefli nurundan bin feyz vardır.

O'nun adı böyle sağlam bir kale olunca zatı, Mahmud, Mes'ud ve Emin oldu.

Hilekar vezirin fitnesi, nasihat kabul etmeyen o kavme bela oldu.


*Diğer bir Yahudi padişahın İsa Aleyhisselam'ın kavmini mahvetmek için çalışması

Yine, o nesilden bir Yahudi padişahı İsa'nın kavmini yok etmeğe ahdetti.

Bu ikinci padişahın çıkışının tafsilatı, Vessema zatülburuc suresinin pak nazmında vardır.

Evvelki padişahtan kalan bu kötü adet (Hak ehlini öldürme işi) diğer şah için ebedi lanet sebebi oldu.

Kötü adeti icat eden, kendisini daima lanetle hatırlatır.

İyilerin eseri, makbul şeylerdir. Kötülerin hasılatı da zulüm ve lanettir.

Kıyamete kadar devam eden o kötülüğün günahı, onu ilk icat edene erişir.

Tatlı ve tuzlu su nasılsa, sur üfleninceye kadar halk da böyledir.

İyileri o doğru iş, evrensel kitabının mirasına mazhar eyler.

İrfan sahiplerinin gayeleri, Peygamber (Ahmed sav)'in nurunu kazanmaktır.

Şule, cevherin kendinden ayrı değildir. Şule ve cevher daima birbirine bağlıdır.

Pencereden giren ışık, evin içini dolaşır. Güneş de bir burçtan bir burca seyreder.

Kim, hangi yıldıza bağlıysa onun mizacı o yıldızın hükmündedir.

Zevk u safa ehlinin yıldızı Zühre'dir. Onun için o, eğlenceye meyillidir.

Yıldızı Merih olan, kan dökücü, savaşçı ve iftiracı olur.

Bu yıldızlardan uzak nice yıldızlar var ki, onlarda ihtirak ve uğursuzluk görülmez.

Onların seyrettiği yer başka semalardır. Bu meşhur yedi kat gökte dolaştıklarını sanma.

Hak nurunun kendilerinde parladığı doğrular için birleşme ve ayrılma yoktur.

O yıldızlar her kimin talihi olursa onlar, nefis şeytanını taşlayıcı olur.

Bazen galip, bazen mağlup (değişik) mizaçta olan Merih'in hışmından onlar, tevbe etmişlerdir.

Hakkın nurunun iki parmağı arasında olan galip nurdan karanlığı defederler.

O nuru ruhlara Hak saçtı. Onların talihlileri de buna mazhar oldu.

Bu nuru kazanan nazar sahibi, Hak'tan gayri şeylere bakmadı.

Kabiliyeti olmayanlar o nurun ziyasından nasibsizdir.

Cüz'lerin maksadı küll'dür. Bülbülün aşkı güledir.

Öküzün rengi dışından belli, insanın boyası ise içinde gizlidir.

Temizlik küpünden güzel renkler olur. Çirkinlerin rengiyse siyah ve pistir.

O latif, güzel renk ''Sıbgatullah (Allah boyası), bu kirli renk de Hakk'ın lanetidir.''

Deniz yine bir denize akmakta; her şey geldiği yere gitmektedir. Bundan şüphe etme.

Dağlardan süratle akan seller gibi cismimizden aşk ile karışık (aslına giden) ruhu gör.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyinden geçen düşünceler bize mi ait?

Kendini BİL!