Mevlana MEsnevi yazı dizisi-23

 *Hristiyanları saptırmak için hilekar vezirin başka bir hileye başvurması

Sonunda vezir başka bir hile düşünüp vaazı terk ederek halvete çekildi.

Kırk, elli gün halvette kalarak müritlerini ayrılığı ile üzdü.

Halk, sözünün ve halinin zevkini düşündükçe onun ayrılığından deli gibi oldu.

Vezire (aralarına gelmesi için) ağlayıp yalvardılar. O ise halvette riyazattan iki büklüm olmuştu.

Dediler ki, 'Biz sensiz deli gibi olduk. Değneksiz körün hali elbette zordur.'

'Hakk'ın rızası için bize iyilik et de ayrılık daha fazla artmasın.'

'Biz çocuk gibiyiz. Sen de dadımız ve başımızın üstünde bir gölgesin.'

Vezir, 'Gönül sizlerden uzak değil, lakin halveti terk etmeye izin yoktur' dedi.

Beyler gelip ricada bulundular. Müritler bir hayli tevazu gösterdiler.

'Ey kerem sahibi! Biz ne talihsiz kişileriz. Sensiz dinden ve gönülden yetim gibi olduk.

'Sen çıkmamak için sebep gösteriyorsun. Biz dertlilerse yanan gönlümüzle ah etmedeyiz.'

'Biz senin sohbetine alışmış, hikmetlerini süt gibi içmiştik.'

'Bizleri ayrılığınla çılgına çevirip yarına vaadiyle kararsız eyleme.'

'Hepimiz aşıkız, sana gönül vermişiz. Şimdi sensiz işsiz, ibadetsiz, düşkünüz'.

'Biz karada çırpınan balıklar gibiyiz. Lütuf ırmağından bize feyiz suyunu ihsan et.'

'Cihanda sana benzer bir kimse yok. Allah rızası için feryadımıza yetiş' dediler.

*Vezirin müritleri savması

Dedi ki, 'Ey dedikodunun maskarası olanlar! İşiniz vaaz dinlemek ve söz araştırmak.'

'Aşağılık his kulağınızı pamukla tıkamak, gözünüzün de duyu bağını çözmek lazım.'

'Baştaki kulak, mana kulağının pamuğudur. O tıkalı olmadıkça beriki sağırdır.'

'Ta his, kulak ve fikir terk olunsun ki- Allah'ına geri dön- emri anlaşılsın.'

'Uyanıklık halinin dedikodusundayken sen, istiğrak uykusundan haber alamazsın.'

'Bizim sözümüz ve işimiz görülen bir yürüyüştür. Gizli yürüyüş ise göklere doğrudur.'

'Kuruluk hissi kuruluktan (topraktan) aşikar oldu. Gönül İsa'sı ümit denizine susamış.'

'Kuru cisim kuru üzerinde, can ise coşkun denizlerde dolaşmak ister.'

'Kuruluk yolunda ömür bazen dağda, bazen deryada ve ovada geçti.'

'Abıhayata nasıl ulaşabilir, deniz dalgalarını nasıl aşabilirsin.'

'Toprak dalgası bizim vehmimiz, anlayışımız, dikkatimizdir. Deniz dalgası ise mahvolma, sarhoşluk ve yokluktur.'

'Sarhoşsun ama, o neşveden ve edepten uzaksın.'

'Zahirdeki dedikodu manasızdır. Biraz sus da bir hal kazanasın.'