Mevlana Mesnevi yazı dizisi-27

 *İsa Aleyhisselam ümmetinin emirlere, 'Veliaht hanginiz? Ona tabi olalım' diye sorması

'Bir ay geçince halk dedi ki, 'Ey büyükler! O vezir içinizden kimi vekil bıraktı?'

'Vezirin makamında onu emniyetli bilip her zaman emrine tabi olalım.'

'Güneş battı. Yüreğimiz dağ dağ oldu. Artık onun yerine kandil yakmak lazım.'

'Yarin hayali gözümüzden kaybolunca, ondan bize bir yadigar gerektir.'

'Gül mevsimi geçip gül bahçesi harap olunca gülün kokusunu hiç olmazsa gül suyu verir.'

Allah için zaman ve mekan olmadığından Peygamberler O'nun vekilleridir.

Hakk'ı bir bil düşüncende yanılma. (Vekil ile vekil edeni) iki sanma, iyice araştır.

Surete tapanın kazandığı ikilik oldu. Vahdet nuruysa kesreti kırar, kaldırır.

Gözüne bakılınca zahiren ikidir ama, nura nispetle çok da olsa o birdir.

Gerçeği gören, nura baksa iki gözün nuru fark olunmaz.


*''Peygamberlerin hiçbirini ayırmayız'' ayet-i kerimesince bütün peygamberlerin doğruluğu

Bir yerde on tane mum yakılsa hepsinin birbirinden farklı olduğunu görürsün.

Karanlık gecede onların nuruna baksan ışıkları birbirinden farklı değildir.

Eğer yüz elma ve yüz nar (ayva) sıkılmış olsa onlar sayılınca bir tek olurlar.

Manada bölmek, saymak ve sayıları sıralamak yoktur.

Dostun, dostlarla beraberliği hoştur. Suretin manası makbul değildir.

Sureti mahvedip yok edersen vahdet hazinesini ele geçirdin demektir.

Onu mahva sende kudret yok. Lütuflarına canların feda olduğu Hakk'ın yardımı ancak onu yok eder.

Herkese yardım eden, kullara hidayet eyleyen O'dur.

Hepimiz yayılmış bir cevher idik. Baştan başa ayaksız ve başsızdık.

Güneş gibi nur ile parlak, su gibi bulanıklık ve kederden temizdik.

O yayılmış nur, surete gelince gölgeler gibi sayı meydana çıktı.

Bütün gölgeler ortadan kalksa nur, vahdet ile vasıflanırdı.

Belki mevzuu genişletmek mümkündür. Lakin akıl ayağının sürçmesinden korkuyorum.

Sözlerim keskin bir kılıç gibi oldu. Eğer kalkanın yoksa karşıma gelme, kaç.

Kalkansız bu elmas önünde görünme. Zira kılıç, kesmekten utanmaz.

Bu yüzden kılıcı kılıfa koydum. Ta ki, eğri anlayışlı biri onu ters anlamasın.

Bundan sonra hikayeyi tamamlamak, doğrular topluluğunun ahvalinden anlatmak lazım.

Ölen vezirin yerine bir vekil aradılar. Bu işte bir hayli gayret gösterdiler.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Beyinden geçen düşünceler bize mi ait?

Kendini BİL!