Mesnevi yazı dizisi-4
Her şey sevgiliden ibaret, aşık bir perde, sevgili daima diri ve aşık ölü.
Her kim aşk ile yanıp tutuşmamışsa o, uçamayan kanatsız bir kuş gibidir.
Sevgilinin nuru erişmezse akla bir nefes yer kalır mı?
Aşk, bu sırrın yayılmasını ister. Temiz olan aynaya bak, nasıl gammazdır.
Senin gönül aynan sırrını faş etmiyor. Çünkü o, tozdan arınmış değil.
Gönül kirden, süsten temizlenirse, Hak güneşinin nuru orada parıldar.
Ne olur bizi dinleyen dostlar olsa. Zira bu destan bizim halimizin hikayesidir.
30. Hep ma'şukdur ve aşık bir perdedir; diri olan ma'şuktur ve aşık bir
YanıtlaSiloludur.
"Ma'şuk"dan kasıt, Hakk’ın Zat’ıdır; ve "aşık"dan kasıt, 10 numaralı
beyitte izah edildiği uzere butun mevcutlar ve bu mevcutların en ustunu
olan insandır. Cunku butun eşya Hakk’ın zatının sıfatları ve isimlerinin
gorunme yerleri olup, onlarda acığa cıkan ancak Hakk’ın Zat’ıdır.
Bu mubarek beyitte Hakk’ın Zat’ının ozel tecellisinden, genel tecellisine
geciş buyrulur. Yani Hz. Şems'in cismi sureti, ilahi sıfatların ve isimlerin
gorunme yeri idi; ve Cenab-ı Şems dahi, benim gibi Hakk’ın Zat’ının aşığı
idi; ve Hakk’ın Zat’ının bizlerdeki tecellileri ise, O'nun ozel tecellisi
olmakla beraber, bizim huviyyetimiz ma'şukun "ayn"ı idi; ve bizim
suretimiz, o ma'şuk’un ayn’ı olan huviyyetimizin perdesi idi. Eğer Cenab-ı
Şems'in cismi sureti kayboldu ise, bu eşya suretlerinin hepsi, ma'şuk’ın
aynıdır ve Hakk’ın Zat’ının aşığı olan bu eşya suretleri O'nun Zat'ının
perdesidir. Cunku bu eşya suretlerindeki faaliyyet ve hareketler, hep
Hakk’ın Zat’ının Hayat sıfatının eseridir. Bundan dolayı hakikatte diri olan
ancak ma'şukdur; ve aşık olan eşya suretleri ise, bir oludur ve madendir.
Mesnevi-i Şerif – 1.Cilt 1.Kitap Mevlana Celaleddin Rumi
31. Ne zamanki onun aşka meyli olmaya, o kanatsız bir kuş gibi kaldı; vay
YanıtlaSilona!
Beytin orjinalinde birinci mısra'daki "pervay" meyil ve iltifat demektir.
İkinci mısra'daki "pervay" kanat ma’nasına olan "per" ile teessuf edatı ve
uzuntu ifadesi olan "vay"dan oluşmuştur. Yani bir kimse kendisinde
hilkatinde mevcut olan aşk duygusunu sufli eşya tarafına yoneltip Hakk’ın
Zat’ının aşkına meyil ve iltifat etmezse, kanatsız bir kuş, yukarıya ucama-
dığı gibi, boyle bir kimse de, aşkını yonelttiği suflilik aleminde kalıp, Hak
tarafına ve ulvi aleme ucamaz. Vay boyle bir kimsenin haline!. Hz. Pir’den
beyit:
"Aşıkların, can fedasıyla olan aşıklığı, guzel bir hevestir. Ey oğul! aşk
kanattır; gerisi heva yelidir."
32. Eğer onde ve arkada, yarimin nuru olmasa, ben one ve arkaya nasıl
YanıtlaSilakıl tutarım?
"On"den kasıt, kesafet alemi olan dunya ve "arka"dan kasıt, ma’na ve
batın alemidir. Ya’ni, benim ma'şukum olan Hakk’ın Zat’ının, gerek bu
aleme ve gerek ma’na alemine uygun olan birtakım ilahi tecellileri bana
olmasa, ben bu iki tarafa nasıl aklımı kullanabilirim? Cunku ben kamil bir
şekilde ilahi aşkta gark olsam ve ma’na alemine dalsam, bu alem bana
yabancı kalır ve halkı irşad ile meşgul olamaz idim. Ve kamil bir şekilde
fani alemde gark olsam, ma’na aleminden marifetlerin cevherlerini
cıkaramaz idim. Bundan dolayı ma'şukumun tecellilerinin nuru, benim
aklımı bu iki tarafa da yoneltir.
Bu mubarek beytin ozet olarak şerhinde ustadım Mesnevihan Selanikli
Mehmed Es'ad Dede Efendi (k.s.) şoyle buyururlar: "Eğer coklukta birlik ve
halk edilmişlerde Hak muşahadem olmayacak olsaydı, fenadan bakaya,
mahvdan uyanıklığa, sarhoşluktan ayıklığa gelmezdim."
33. Aşk bu sozun dışarıya cıkmasını ister; ayna gammaz olmasın! Bu
YanıtlaSilolacak şey mi?
"Aşk"tan kasıt, ma'şuktur ve Hakk’ın Zat’ıdır. "Gammaz" iyi ve kotu
şeyleri ifşa eden.
Ya’ni, benim aklımın boyle hem ma’na aleminde ve hem de fani alemde
kullanılabilmesinin sırrı budur ki, aşk ya’ni hakiki ma’şuk, bu Mesnevi-i
Şerif’teki marifetlerin ve hakikatlerin, bu fani alemde kelimeler ile zahir
olmasını ve dışarıya cıkmasını ister; ve benim canım ma'şukumun aynası-
dır; ona ma'şukum tecelli edicidir. Oysa aynanın kendisine yansıyan şeyleri
gostermemesi ve ifşa etmemesi mumkun olur mu?
Mesnevi-i Şerif – 1.Cilt 1.Kitap Mevlana Celaleddin Rumi
34. Senin canının aynası ondan dolayı gammaz değildir; cunku onun
YanıtlaSilyuzunden pas ayrılmış değildir.
Beytin orjinalinde olan "Jengar" pas, "mumtaz" ayrılmış, demektir. Yani "Ey
kimse, eğer sen, ben de insanım, bende de insani ruh vardır, hakiki
ma'şuk’un o tecellileri nicin benim canımın aynasına aks etmiyor? der isen,
cevaben derim ki: Senin canının aynasının yuzunden nefsani ve cismani
sıfatların pası ve kirleri ayrılmış değildir; senin aynan cok temizlenmek ve
silinmek ister.
Padişahın cariyeciğe aşık olması ve padişahın
onu satın alması ve cariyeciğin hasta olması ve
onun tedavisine padişahın tedbiri hikayesidir.
35. Ey dostlar, bu hikayeyi dinleyiniz; hakikatte o, muhakkak bizim nakit
YanıtlaSilhalimizdir.
"Nakit" sozlukte, sağlam parayı sahteden secmek ve saymak demektir.
Ve mevcud ve hazır olan şey ma’nasına da gelir. Burada kastedilen ikinci
ma’nadır. Yani, ey dostlar ve ey salikler yani Hakk yolunun yolcuları! Bu
hikayeyi dinleyiniz; cunku bu hikaye altında gizli olan ma’nalar, bizim
şimdi gecirmekte olduğumuz bu dunya hayatı icinde mevcud olan
halimizdir.
Bilinsin ki, muhterem şerh edicilerin bircoğu bu hikayede "padişah"dan
kasıt ruh ve "cariye"den kasıt, ruhun tasarrufu altında olan cuz'i akıldır; ve
ruh cuz'i akıla aşıktır. Ve "kuyumcu"dan kasıt nefisdir. "Doktorlar"dan
kasıt, arabozucu ve yalancı murşidlerdir. Ve "ilahi tabib”ten kasıt, insan-ı
kamildir, demişlerdir. Ba'zıları da diğer te'villerde bulunmuşlardır.
Yukarıdaki beyitlere bağlanması karinesiyle anlaşılan budur ki, bu
hikayede ruh aynasının nefsani sıfatlar pasından temizlenmesi icin, salikin
ne yolda hareket etmesi lazım geleceğinin beyanıdır. Bundan dolayı gelecek
beyitlerde yukarıdaki bu tavsiyelerin okuyucular tarafından munasebet
gozetilmek suretiyle tatbik olunması icab eder.
Mesnevi-i Şerif – 1.Cilt 1.Kitap Mevlana Celaleddin Rumi